Piçlik üzerine

-----------------------Biricik Yegenim Bakinur Anısına--------------------

Mustafa 7 yaşında aklı sadece piçlige çalışan ve çok sinsi bir çocuktu.Tanıdıgı kendi yaşlarında çocuklarla oyunlar oynar her türlü çirkeflige yatardı.Yine bir gün arkadaşlarıyla ebeleme oynamaya karar verdiler.Mustafa o kadar da hızlı koşamadıgından hep ebeleniodu.Ve bu durumdan çok rahatsız olmuştu.Yine bir arkadaşı onu ebelemek için koşturuordu.Mustafanın aklına çok hince bir plan geldi.Yolun karşısına geçecek,arabalar vızır vızır geçtiginden ebelenmekten kurtulacaktı.Ancak bu da işe yaramamıştı ;yine ebelenmişti.Mustafa ebeligi başka birine geçirdi ve tekrar planını uygulamaya koydu.Ancak yine onu ebelemek için geliyorlardı.Mustafa da ebelenmemek için gelen arkadaşına dur arabalar gelior şimdi gelme dedi.arkadaşı durdu ancak gözünü ondan ayırmıordu.onu ebeleyecekti.mustafa artık sinirlenmeye başlamıştı.gözleri şeytan gözleri gibi kırmızı kırmızı parlıordu.uzaktan bir dolmuşun geldigini gördü.arkadaşına şimdi gel beni ebele dedi.arkadaşı yola bakmadan ilerlemeye başladı.dolmuş kornaya basıordu.çok hızlı gittiginden frenledigi halde yawaşlayamamıştı.ve o kısacık saniyede dolmuş mustafanın arkadaşını ezmişti...


Mustafa artık 9 yaşındaydı.Artık diniyle ilgili aile tarafından bilgilendirilmeye başlanmıştı.Ve huzur,iyilik gibi şeyleri bulabilecegini düşünüordu dini sayesinde.Ancak o kadar küçük bir çocuga din ,namaz ,kuran gibi şeylerden bahsedip sıkarsanız çocukta ters tepme ihtimali wardı.Ve mustafada bu ters tepmişti.Uslanacagına daha da haylaz ve piç bir çocuk olmuştu.Bir gün yine arkadaşlarıyla oyun oynuorlardı.Bu sefer silahlarla oynuorlardı.Silah dediysek gerçek silah deildi elbette.Boncuklu silahlardanda deildi.Ucuna küçük plastik oklardan koyup atabilecegin silahlardandı bu silahlar.Mustafanın dolmuşun altında bıraktıgı çocuk da ordaydı.O kazadan sonra 2 hafta komada kalmıştı ancak iyileşmişti.Ve mustafa üzüntü,pişmanlık gibi şeyler hissedecegine o gün onu nasıl ebelemeye çalıştıgını hatırladı.Ve gözlerine o şeytan kırmızısı geri gelmişti.Arkadaşının eline ufak plastik hedeflerden birini verdi ve havada tutmasını söyledi.Arkadaşı saf ve temiz biri oldugundan "Tamam ama sonra sen tut bende atayım "dedi.Sen atabilcek misin ki diye düşündü Mustafa içinden hin bir gülüşle.Hedefe dogru nişan aldı.Ve tam 12den hedefi vurdu.Hedefi vurmasıyla bir anda çıglıklar geldi.Arkadaşı gözünü tutuyordu.Ancak Mustafa gülümsüyordu.Hedefini vurmuştu sonuçta...


Mustafa artık 12 yaşındaydı.Arkadaş çevresi degişmiş.Huyları degişmişdi.Küçükkenki piç hali bu sefer gitmişti.Ancak o günleri hala hatırlıordu ve bundan pişmanlık duyuyordu.Sonuçta arkadaşlarından birini 2 hafta komaya sokup dikiş yaralarıyla bırakıp ardından şaşı etmişti.Artık pek fazla arkadaş istemiordu.Eski huyları geri gelirde birilerine zarar vermekten korkuordu.Ancak yinede arkadaşlıklar kuruordu.Bir gün yine arkadaşlarıyla futbol oynuordu.Maç sırasında top arkadaşının önünde kalmıştı.Pas istedi arkadaşından.Ancak o sırada sahanın(sokakda taşlarla kale kurdugumuz yer) ortasından bir teyze bebek arabsıyla birlikte geçiordu.Ve topta tam o tarafa dogru gidiordu.Mustafa hemen koşup bebek arabasının önüne geçip topu taca attı."Beyler yawaş oynayın biraz dikkat edin" diye uyardı hemen arkadaşlarını.Arkadaşları tacı onların kullanmasını istedi centilmenlik olarak.Mustafanın arkadaşı aldı topu ve gözü arkadaşlarını aradı.Mustafa boştu o sırada ve " bana at boşum" dedi.Arkadaşı topu attı ancak atarken diger arkadaşları "Mustafa dur " dedi.Mustafa artık centilmenlik yapmak istemiordu ve gol atma istegiyle yanıp tutuşuordu.Top onun koşu yoluna dogru gelirken topa baka baka ortaya dogru koştu.Ve birşeye takıldı.Evet bu az önce topun çarpmasından kurtardıgı bebek arabasıydı ve şimdi ona çarpıp yuvarlanıordu bebek arabasıyla birlikte.İçindeki çocuk bir tarafa Mustafa bir tarafa.Bebegin ağlama sesi mi daha fenaydı annesinin çıglıkları mustafa bilmiordu.aynı eski günlerdeki piçliklikler gibiydi bu da.isteyerek yapmamıştı ancak önüne geçemiordu bu piçliklerin.sonra anladıki istesede istemesede bu kaderinde yazılıydı.


14. dogum gününde mustafa babasının aldıgı ayakkabılara bakıordu."çok teşekkur ederim baba" dedi."bizimle halısaha maçına gelmek ister misin oglum" dedi babası.Mustafa bunu duyunca çok sevindi.herkese ayakkabılarıyla hava atmak için sabırsızlanıordu.maçda çocuk olmadıgından hava atamadı ama ii oynamıştı babasının arkadaşlarıyla halısahada.2 de gol atmıştı.böyle böyle 2 hafta geçti ve her hafta babasıyla maç yapmaya başlamıştı.2 hafta sonra babasının bi arkadaşı daha çocuklarını getirdi.çocukları mustafadan 2 yaş büyüklerdi ve çok feci oynuorlardı.ve mustafaya pas atmıorlardı.2 ye tek kaleci kalmışlardı bir pozisyonda ve topla ilerleyen çocuk ona pas atmayıp gol atmıştı.ancak mustafa sinirlenmişti çünkü bomboştu.birkaç pozisyon daha geçti ve iice sinirlenmeye başlamıştı mustafa.ancak maç bitimi oldugundan siniri içinde patlamıştı.ertesi hafta yine aynı çocuklar gelmişti ve bu sefer karşı takımdaydı mustafa.tabiki ömründe geçirdigi en sert maçlardan biriydi bu seferki maç.çocuklar ona çalım attıkça arkadan ayaklarına tekme atmaya başlayan mustafayı küçük die uyarmıorlardı.maç bitimine dogru yine o çocuklardan birine tekme attı ve bu sefer çocuk kenardaki tellere yuvarlandı.yanına gittiklerinde suratı kan revan içindeydi çocugun.hastanede beklenilen yarım saat sonra doktor çocugun komaya girdigini kafasında iç kanama meydana geldigini söyledi.çok üzgün görünüordu mustafa."çok özür dilerim yanlışlıkla oldu " dedi babasına ve lavaboya dogru ilerledi.aynada kendine baktıgında karşısında bir çift kızıl göz ve şeytani bir gülümseme vardı...

Hiç yorum yok: