ARTOOOOO

Malikenenin büyüleyici atmosferiyle adeta büyülenen arto içeri girmeyip evine gitmek ve gitmemek arasında gidip geldi. Evin giriş kapısından içeri adımlarını attıklarında bambaşka bir dünyaya girmiş gibiydiler. Artonun kafasındaysa başka bir soru vuku bulmuştu. “Ahmet lan, dedi, bu eve kaç para harcamıştır bu ipneler?”. “Ah dostum, bu soruyu soran her bir kişiden 25 kuruş alsaydım şimdiye zengin olmuştum” diye cevap verdi Ahmet. “Ulan yavşak olacağın kadar olmuşsun zengin, dahe ne istiyosun açgözlü pezevenk. Gözün doysun gözün!” diye sinirle bağrındı arto. Ahmet Rokşit ise pek silkemedi artoyu, kendi evindeymiş gibi rahattı ama arto için aynısı söylenemezdi. Zira tuvaleti gelmişti ve kendi evinden başka yerde sıçmasına imkan yoktu. Süper kahraman olmak, bu fedakarlıklara katlanma zorunluluğunu da beraberinde getiriyordu. Az sonra içeri uzun boylu kırmızı gözlü ince yapılı bir adam girdi. Uykudan yeni uyanmıştı belli, ama ne uyku. Çeçe sineği sokmuştu sanki bu herifi, en az iki günlük uykudan uyanmıştı bu gizemli yabancı. Bu oğul Rokşit olmalıydı. “Merhaba dedi, ben Oğul Rokşit. Hoş geldin Kuntiz!!!1bir”. Fakat kuntiz mi, diye düşünü düşünü verdi arto. Ne alaka lan dedi kendi kendine. Artonun yüzündeki bu sorgular ifadeyi gören Ahmet hemen muhabbete ortak olma çabasıyla atladı bulunduğu köşeden: “Evet doğru duydun, Kuntiz. Rokşit ailesinin Büyük Ortadoğu Planından sonraki en büyük planı. Artiz ve Kuntiz kardeşler! Bu kentin, ve hatta tüm yurdun sahibi biz olabiliriz artiz, bu şansı kaçırma”. Fakat Ahmetin coştukça coşması? “Sen mi düşündün bunların hepsini” dedi arto. “Evet dedi Ahmet, hepsini ben düşündüm, ama bak bütün primi sen topliycan, hadi bu kıyağımı unutma…” Psaniye dedi arto, bütün hikayeyi baştan duymak istiyordu. Oğul Rokşit bir sigara çıkardı ve artodan ateş istedi.

Artonun mega güçlü zipposunu aldıktan sonra kapağı açtı, sigarayı yakmadan anlatmaya başladı. “Kuntiz, diye başladı söze, senin ikiz kardeşindi artiz. Siz daha dünyaya gelmeden önce sen içindeki yatılı açlığını bastıramadın ve annenin karnındayken evil ikiz kardeşin olan kuntizi yedin”. “Devil ikiz kardeş mi?” diye sordu arto. Onun aklı zipposunun boşa giden gazındaydı, söylenenlere dikkat edemiyordu. “Ne devili oğlum, evil evil, noob mudur nedir bu ya, diye çıkıştı Oğul Rokşit ve devam etti. Sen ne zaman sarhoş olsan içindeki evil ikiz kardeş Kuntiz senin kontrolünü ele geçirip kenti alt üst ediyordu. Bunu fark eder etmez senin bu über özelliğini kullanmaya karar verdik. Ulan kaç haftadır senin içki paranı ödiycez diye koskoca Rokşit servetinin yarısını bitirdik ibne, bizi yüzüstü bırakma sakın.” Arto afallamıştı adeta. Ulan ne diyordu bu herif, nasıl bir teklifti bu böyle. “Her akşam beleş içki diyorum artiz, sınırsız içki diyorum. Senin mega karaciğerin olduğu için bu işi ancak sen becerebilirsin, hadi ama dostum!” Artonun kafasına yatmıştı, olabilirdi bu iş, neden olmasındı, sikerimdi süper kahramanlığı. Ama kendini ağırdan satmaya karar vermişti. “Yea abi bilmiyorum ki şimdi” diye başladı söze ama Oğul Rokşit çok sabırsızdı ve bir anda ağızndan ağza alınmayacak kelimeler dökülü dökülü verdi. “Hey dostum, seninle bir bok çuvalı arasındaki tek fark ne biliyor musun? Çuval dostum, çuval. Asdasdas!” diye kahkahayı koyuverdi. “İşte bunu yapmayacakıtn Oğul Rokşit diye hönkürdü arto, kabul etmiyorum lan, zaten bırakıcam içkiyi, siktik mega karaciğerin anasını. Megalığı filan kalmadı.” Olumsuz cevaplara karşı tahamülsüzlük geni kabaran Rokşit cebinden çıkardığı tabancayla artoyu hedef aldı ve avantajlı bir konuma geçmek istedi. Ama bilmediği bir şey vardı, o da artonun mega derisi kurşun geçirmezdi. Tabancayı tek hamlede Rokşitin makatından içeri sokan arto tetiği çekti ve yavşağı oracıkta öldürdü. Ahmete ise tek kelime etmeden malikaneden dışarı çıktı.

Olayların durulduğunu, aksiyon filmlerini aratmayan bir sonla hikayenin güzel kızını sonunda götüreceğini zanneden arto ağır ağır ilerliyordu ki Kuntiz, alkolün de etkisiyle artonun bedenini ele geçirmişti. “Hay senin ağzına sıçayım dedi kuntiz kendi kendine, daha doğrusu artoya. Oğlum teklifi kabul etseydin, seninle karşılıklı içseydik. Alt tarafı iki yurttaşı tokatliycaktın o olucaktı.” “Sorma abi ya, diyecek şekilde oynattı dudaklarını arto güçlükle, siktir et neyse geçti artık” dedi, sonra da ekledi “nereye gidiyoruz oğlum?” “Şimdi senin bedenini iyce ele geçirip kedi kadını sikertmeye gidiyorum, o bizim bu halimizi daha çok seviyo, kıymetlimis” diye şizofrenik bir biçimde cevap verdi kuntiz. Arto ise hiç içerlemedi bu durumu, neyse sen sikersen ben de sikmiş sayılırım diye düşündü. Kuntiz bu düşüncenin hemen farkına varıverdi tabi, “godoş musun lan sen benim başıma” diye çıkıştı kardeşine. Artonun bilinci ise yavaş yavaş kayboluyordu. Son bir sigara yakayım dedi ama oğul rokşitin zippoyu iç ettiğini fark etti. “Bak gördün mü rokşit gene yaptı rokşitliğini” diye düşündü son olarak…

1 yorum:

castor dedi ki...

son 10 yılın yazın olayı ARTO yazı dizisini yerleri falan sillere layık gören siz kendinizi bilmez,siz haddinizi bilmez,siz densizler!kimsiniz ulan siz,kimsiniz?artiz burada MARVEL e kafa tutsun,marvelin çizgi roman dünyasındaki hegemonyasına son versin,bunu maddi yoksunluklara rağmen başarsın,siz onu yerleri falan sillere layık görün.haketmiyorsunuz siz artizi,kuşluk iyidir ekibi olarak senin gibi bir değere kapımız her zaman açık kardeşim,hatırlatmak istedim.