ARTOOO

Yeni güne sabahın saat altısında başladı arto. Akşamdan kalmaydı gene. Sikerim bugün pazar nasıl olsa biraz daha uyuyayım diye düşünürken bir anda midesi bulandı ve tuvalete koştu. Dün akşam o kadar çok içmişti ki uyanır uyanmaz yaptığı ilk şey klozete kusmak olmuştu. Gidip biraz televizyon izleyeyim diye düşündü ve artotv sini açtı. Sabah haberlerinde suçun polat alemdarı ibnesinin dün gece kente korku saldığından bahsediliyordu. Gidip bu vandallığa bir son vermeyi düşündü ama bugün pazar olduğu için hiçbir süper gücünü kullanamıyordu. Haberi sunan spiker ellerine ulaşan bir son dakika haberini paylaştı izleyicileriyle. Kahraman bir yurttaş suçun polat alemdarı ibnesinin görüntülerini telefonunun kamerasıyla kaydetmeyi başarmıştı. Görüntüler oldukça kalitesizdi, 1.2 megapiksellik bir kamera ile çekilmişti muhtemelen. Keşke ben orda olsaydım diye düşündü arto, artofonumla en kaliteli görüntüleri en yüksek çözünürlükle kaydedebilirdim dedi kendi kendine. Ama suçun polat alemdarı ibnesine daha dikkatli bakınca vurgun yedi adeta. Çünkü bahsi geçen ibne artodan başkası değildi. Önce bir dükkanın camlarını indiriyor, sonra yaşlı bir teyzeyi dövüyor görüntülerin sonunda da bir sokak çalgıcısının topladığı paraları çalıp kaçıyordu. Bu bok bir çeşit kötü bir şaka olmalı diye düşündü Arto, ve hemen kendini dün geceyi hatırlamaya zorladı.

Başmüfettiş ile Thalese giderken bu adamın kendisini çok önceden tanıdığını anlamıştı. Hafızasında, kahraman olmadan önceki hayatına dair iki kelime kalmıştı sadece. Artiz ve Thales. Bu adam ikisini de biliyordu. Çok geçmeden bütün sorularına cevap aldı arto. Mutfakta 3 hafta bekleyen radyasyonlu makarnayı yiyip süper güçler kazanmasına sebep olan olay aynı zamanda hafızalarını da alıp götürmüştü artodan. Başmüfettiş, arto adamın adının Ahmet olduğunu öğrenmişti, artoyla lise yıllarından tanışıyordu. Artoya Artiz diye diye gerçek ismini unutmuştu anlaşılan, arto da hatırlamıyordu adını, o artık sadece artoydu, suçluların korkulu rüyası arto. Ahmet, hikayesini bir sürü detayla destekleyince arto bu adama inanmak zorunda kaldı. Anlattığı şeylerin arasında çok güzel anıları vardı, arto bu arkadaşa rastaldığına gerçekten mutlu olmuştu. Ahmet daha sonra hocalara otuzbir çekerken yakalanmalı hikayelere geçince muhabbet birden çirkinleşti, ikili suskunlaştı, biralar sessizce yudumlanmaya başladı. Arto içkinin etkisiyle kelle olmaya başlayınca, evet bu tabiri de Ahmet yardımıyla çıkarı çıkarı vermişti hafızasından, Ahmet e veda edip ayrıldı onun yanından. Sonrası ise bir muallak, bir soru işaretinden başka bir şey değildi şimdilik.

Anılardan bir anda sıyrılan arto, ofistekileri düşündü, haberi onlar da izlemiş olmalıydı. Süpermen yavşağının kendisini ele geçirmek için türlü hınzırlıklar yapacağından hiç kuşkusu yoktu şüphesiz. Ve görünmez adam, şuan burada olabilir, beni tuzağa düşürmek için ağını örmüştür belki de diye geçirdi içinden korkuyla. Ama bugün pazardı ve endişe edecek hiçbir şey yoktu neyse ki. Bu boku temizlemek için yirmi dört saatten az bir süresi kalmıştı. Nereden başlayacağını ise çok iyi biliyordu. Dün gece tekrar karşılaştığı kadim dostu ona elbette yardım edebilirdi. Belki benim hatırlamadığım bir konuda bana yardım edebilir diye umdu. Ahmetle tam da bu olayın öncesinde karşılaşması büyük bir şanstı. Teşekkürler tanrım, diye düşündü. Tabi varsan, diye eklemeyi de ihmal etmedi tabi. Hemen cebinden Ahmetin dün gece kendisine vermiş olduğu kartını buldu ve karttaki numarayı çevirdi. Telefon çalarken mega güçlü kalbi daha bir güçlü atıyordu adeta heyecandan. O ise sakin kalmaya çalışıp Ahmetin kartını inceliyordu, büyük bir ustalıkla hazırlanmış kartı...





3 yorum:

Adsız dedi ki...

lan kartta numara yok

artiz dedi ki...

hassiktir numarayı yazsam mı yazmasam mı diye düşündüm ama... arkasında olum numara, arkada adresin bile yazıyo da açıklamak istemedim ben

petro... dedi ki...

olm çok iyi bunlar da şu emeğe rağmen sana yerleri sildiren kim önce bunu bulmak lazım fro.