Embi The Kayzer Sözel s01e01 (image-maker)

Yıl: 2034 Ay: Önemli değil Yer: İstanbul'un çeşitli muhitleri

Embiye beklediği telefon nihayet saat 3 sularında gelmişti. Yeni bir hayata başlamanın eşiğindeydi ve bu telefonu açarsa geri dönüşü olmayan bir yola girecekti. Bir süre hiçbir şey yapmadan bekledi. Neden sonra telefonu açtı? Kendisi de emin değildi. Telefondaki ses ona saat üç buçuk sularında Mecidiyeköyde olmasını söylüyordu. Embi bu buluşma davetini kabul etti. Cennet Mahallesinden metrobüse binen Embi, ayakta kalmamak için önce avcılara döndü, orada ilk duraktan binmenin verdiği avantajı iyi kullanıp hemen cam kenarı bir koltuk kaptı kendine. Üçü otuz beş geçe sularında mecidiyeköye varmıştı ki telefonu bir kez daha çaldı. Kendisine Kılex Epilasyon Merkezinin önüne gelmesi söylendi. Embi söyleneni yaptı ve daha önceden tarifin aldığı adamı görür görmez tanıdı. 44 yaşlarında bir adamdı buluşacağı kişi. Sarışın mavi gözlüydü. Adı Yasin di. Hoş geldin genco, dedi Yasin. Embi hoş bulduk dercesine salladı kafasını. Sana söylediklerimi yaptın mı? Yaptım dedi Embi, gene kafasıyla. Konuşsana oğlum niye kafanı sallıyorsun, diye çıkıştı yasin. Embi yutkunduktan sonra, çubuk kraker vardı abi ağzımda, onun için, dedi. Beraber içeri girdiler. Uzun uğraşlar sonunda Yasin,sünnet olmaktan kaçan bir çocuk gibi davranan Embi’yi Kılex’in gizli estetik ameliyat bölümüne soktu ve temiz,mayın tarlasından eser kalmamış ,kiraz dudaklı bir Embi uzun bir ameliyat sonucunda ortaya çıktı. Beraber çıkıp Bambi’de 3er tane ıslak hamburger attılar. Yasin cebinden ufak bir kağıt çıkardı ve embiye uzattı ve, bu adrese git, seninki oradaymış, dedi. Embi kağıdı alıp gitmeye hazırlanıyordu ki son bir soru geldi aklına. Senin soyadın nedir abi, diye sordu. Dayı, dedi adam, Yasin Dayı…

Fettah o akşam yatağında uzanmıştı fakat heyecandan bir türlü uyuyamıyordu. Sabah kafede tanıştığı gizemli yabancının etkisinden hala kurtulamamıştı. Kirli sakalı ve kıpkırmızı dudaklarıyla resmen büyülemişti Fettah ı. Normalde Fettah’ın tipi değildi o tarz erkekler,o elini sallasa ellisi götünde pervane olurdu ama bu adam farklıydı.Onda çok ayrı bi abaza dürtüsü vardı…

Uğur kulüp locasında oturmaktan sıkılmış, bahçeye çıkmıştı. Ege ve Orkunun muhabbetleri onu fena halde darlamıştı. Bahçede alelade bir masa seçti kendine. Oturalı henüz beş dakika olmamıştı ki bir hemen arkasından gelen sesle irkildi. Pardon, diyordu ses, masanıza oturabilir miyim. Masama değil de sandalyeme oturabilirsiniz, dedi Uğur. Ve yabancının yüzündeki o “hay senin amına koyim” bakışını gördükten sonra utanıverdi kendinden. Kimdi bu ruj sürmüş adam. Neden ruj sürüyordu, o saçların hali neydi öyle, kirli sakalın kendisine yakıştığını mı düşünüyordu, bu sorular geçiyordu Uğur un aklından. Adam Uğur a, bir arkadaşımı bekliyorum da, o gelene kadar iki el tavla atarız ne dersin hacım? Diye sordu. Kabul etti Uğur, neden olmasın, dedi. İsmini de sormayı ihmal etmedi tabi. Embi, dedi adam. Adım Embi. Bu ne a q bambi gibi diye düşündü uğur. Ve sonra başladı zar tutmaya…

fıradırs

artiz/alp is busy

2 yorum:

O. dedi ki...

tavla tavla beni tavla, salla pulları zarları

Seco dedi ki...

GÖNLÜM ElveRmeDi bu yAzıya dürümden baŞkasını vermeye