The Hero

Düşündüm şöyle bir yatakhanede nelere en çok güldüğümüzü. Onlardan bahsedeyim, o günleri yadedeyim istedim. Şimdi söyliecem yanlış da anlamasın dalga geçmiyorum. Aklıma bi çok şey yerine tek bir kişi etrafında geçen olaylar dizisi geldi. Bu kadar da olmaz ki arkadaş. Her olay nasıl olur da bir insanın başına gelir. Yani eminim yatılılara çok komik ve ilginç bir olayı kim olduğunu söylemeden anlatsak, kesin Amo'nun başına gelmiştir derler ki Amo'nun başına gelmiştir de yani. Bu kadar olay başına gelen biri için doğal olarak yazı yazmak da kolay. Adam konu sıkıntısı çekmiyor ki; ben böyle Sait Faik gibi kısa anları allandırıp pullandırıp anlatırken, onun başından geçen her bir olayı biz bir roman gibi ama katıla katıla okuyoruz. Bitmiyor da yani, her gün yeni bir şeyler de çıkmıyor değil. Yani iyiki Blog'a yazıyor da biz de bu durumlardan mahrum kalmıyoz. Hatta bazen ben İstanbul dışındayken falan eğer arkadaşlarla oturup canımız sıkılmışsa veya bana hadi Semih yatakhane anılarından bahsetsene dediklerinde Amo'nunkileri anlatıyorum. O anda arkadaşlarımın gözünde yatılı olmak ve bu olaylara tanık olmak vardı yaa efektini alıyordum ( Dikkatinizi çekerim tanık olmak vardı efektini alıyorum, olayları yaşamak yani olayların kahramanı [ the hero ] olmak efektini değil ), e tabi bu efekti kaybetmemek için zorluklarından bahsetmiyordum. Ne yalan söyliyim sadece İstanbul dışındayken değil, yatılılar toplandığında da hala Amo bizim havamızı bulmamızadaki en büyük etkenlerden biri, hala ilk günkü gibi güleriz ve şaşarız da nasıl olduğunu tüm bu olayların. Amo'da güler ne kadar konuyu değiştirmeye çalışsa da ama kızmaz bize bu anılardan konuşuyoruz diye. Lan Amo iyiki geldin Kabataş'a da yatılı oldun lan helal sana. Sensiz yatakhane eksik kalırdı be. Gerçi kimsiz eksik kalmazdı ki?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

saol kardeşim. bu yazıyı okuduktan sonra eski günleri hatırladım. ne kadar özledigimi farkettim o günleri. gerçektende kimsiz eksik kalmazdı ki yatakhane