Taso oynamanın zararları

"Yerime sen oyna" dedi Ömer.Hemen oturdum adıyamandaki annemlerin yapısının önündeki sokağın tozlu kaldırımlarına.Yapı dememin sebebi çözememiş oldugum bir yer olmasındandı. Yapının içinde 5 aile kalıyordu. Ve hepsi için ev vardı. Yani aşiret evi gibi bir şeydi. Yapı binada degildi. Çünkü içinde meydan falan bile vardı. Ve bende bu sefer annemlerle kalıyordum. Normalde ailemle adıyamana gelince babamlarda yani babamın ailesiyle kalırdım. Ama bu seferki adıyaman gezimizde annemlerde kalmam gerekiyordu, sonuçta onlarda benim dedem ve nenemdi. Ayrıca dayımın oğlu olan Ömer benim yaşımdaydı ve adıyamandaki tek yaşıtım olarak onla iyi vakit geçiriyordum. Tozlu kaldırımlarda takılırdık, genelde oynadığımız şey taso olduğu için. O günde yine taso oynuyorduk. Yaklaşık 20bin tane tasomuz vardı ve hala biriktirmeye çalışıyorduk. İkimiz ortaktık ve bu işde çok iyiydik. ve harbidende 20 bin tane biriktirmiştik. Resmen gözümüz dönmüştü taso konusunda. Gece gündüz tek yaptığımız şey tasolarla oynamaktı. Daha 10 yaşında olduğumuzdan böyle şeylerle uğraşıyorduk. "Bende diğer kaldırımlara gidiyorum bakalım oynayacak kimse var mı" dedi Ömer. Takıldığımız sokak resmen tasocular sokağıydı. Hatta oynadığımız kaldırımlardaki bakkal taso satıyordu. Cipsle birlikte değil sadece taso. İşte böyle bir sokaktı burası. Ben İstanbuldan geldiğim için herkes bana farklı bir gözle bakıyordu. Büyük kızlar bile bir hayranlık, bir saygı duyarak bakıyorlardı. Ama erkekler çok piçti. Nedense pek sevilmiyordum erkekler arasında. Hatta Ömer olmasa büyük ihtimal çok pis dayak bile yerdim. ##Oyun sırasında ben fazla kaybetmeye başlamıştım. "Ömer gel sen geç benim yerime yeniliyorum, bugun formumda degilim " dedim. "Tamam gel sende benim yerime geç " dedi. Belki çok fazla film izlediğimizden belkide o filmlerdeki insanlara çok fazla özendiğimizden böyle diyalogları ezberlemiştik. Benim burda kastettiğim 'Ömer gel yerime geç bu herif hile yapıor galiba bir kontrol et 'di. Ömerin dediği de ' Gel sende benim yerime otur, bu herifden ii kazanırız' dı. Eğer Ömer 'yerime oturma' deseydi anlardım ki 'Sakın oturma herif bu işte usta ve hilesiz oynuyor'. Ömer yerime geçtikten 10 dakika sonra tartışmalar gelmeye başladı o kaldırımdan. Hemen gittim oraya. " Kuzenin yenildiğini görünce seni gönderdi ama sende hileli oynuyorsun " diyordu Ömerin oynadığı eleman. "Asıl sen hileli oynuyorsun" dedi Ömer. Taso satan bakkaldan gelen Berfin ablayla birlikte tartışmalar durdu. O hakem gibi bişiydi ve herkes onun verdiği karara saygı duyardı. Berfin abla bi bana bi Ömere bi de diğer çocuğa baktı." Ahmetler haklı, Zana elindeki tasoları ver ve siktirgit burdan " dedi. Bu çok ağır olmuştu. Yani sadece bizi haklı bulup Zana(oynadığımız hile yapan çocuk)yı gönderebilirdi. Ama tasolarını alması harbiden ağır olmuştu. Zana sinir dolu gözlerle bize baktı. " Vermiyorum tasolarımı burdanda gitmiyorum " dedi. Böyle bir şeye demesinin cesaretini nerden almıştı anlam veremedim. Ama yanına çağırdığı 3 arkadaşını daha görünce anladım ki önceden arkadaşlarıyla gelmişti buraya. Ve o günde Berfin ablanın kardeşi Hasan gelmemişti. Eğer o olsaydı tüm mahalleyi toplar bu çocukları oracıkta dövdürürdü. Onlar yoktu ve Berfin ablanın en güvendiği iki insanda benle Ömerdik. Ve belli ki bu duruma bizim el koymamızı bekliyordu. "Tasoları ver ve git dedi Berfin abla" diyen Ömer Zana ya dogru bir hamle yaptı. Zana belli ki bunu beklemiyordu. Ve kavga durumuna girmiştik. Ben en başta bi durum ne oluoz die bakakalmıştım. Ama Zananın arkadaşlarının duruma müdahale etmesiyle bende girdim. Bana pek fazla bir zarar gelmemişti. Çünkü hepsi ilk ömere odaklanmıştı. Benle Ömer çocukları iyi dövmüştük ama. Kavga sonunda çocuklar gitmişlerdi ve kaçarken klasik ezilen insanların kullandığı "Size göstericem, tüm aşiretimi yığıcam buraya, hepinizi öldürtücem" gibisinden laflar kullanmışlardı. Tabi biz zafer kazandığımızdan mahalledeki diğer çocuklar bizi tebrik etmek üzere yanımıza gelmişlerdi. Çocukların o ettikleri laflarında sadece laf olduğunu ilerde anlıyorduk. Yaralarımıza gelince benim sağ yanağımda ezilme vardı ömerin dediğine göre. ömerin ise burnunda kan geliyordu, ayrıca zana köpek gibi onun kolunu ısırmıştı ve çok feci bir iz bırakmıştı. Biz bu yaraları gülerek tartıştık. İlerde bu anımızı hatırlayıp daha da feci gülecektik.

Bu olayı bu şekilde anlatmak isterdim, ama bu şekilde olmadı. Yani bazı yönleriyle aynı olsa da aslında farklı bir olaydı.

##Oyun sırasında ben çok fazla kaybetmiştim.Ve Ömere dönüp "Ömer gelsene bi bu çocuk kesin hile yapıyor " dedim. Çocuk bana bakıp güldü. Yerdeki tasoları da alıp "ben gidiyorum o zaman " dedi. " Yerdeki tasoları neden alıyorsun onları kazanmadın ki " dedim. Ömerde " ver çoçuğun tasolarını geri " dedi. Biz böyle tartışırken bakkaldan gelen berfin abla " Zana git kendine göre birileriyle uğraş bırak bu çocukları " dedi. Berfin abla beni severdi aslında. Bende Berfin ablamın sözünü dinlerdim. Zana " berfin karışma sen " dedi. Ömere bakıp " çekil önümden yoksa kötü olucak " dedi. Ömerle yanyana duruyorduk. " Dayak yemek istemiyorsan asıl sen tasolarımızı ver yoksa seni döveriz " dedim 2 ye 1 in verdiği gazla. O sırada yandan Zananın 2 arkadaşı daha geldi. 'Hassiktir kesin dayak yicez ' dedim içimden. " Ömer al piç kuzenini de çekil önümden " dedi Zana . "Sen kime piç diyorsun lan " diye gaza gelip Zananın üzerine hamle yaptım. Ancak bu hamlemle birlikte yandan gelen yumruklarla yere yapıştım. Ben yerde kendimden geçmişken şimdide Ömeri dövüyorlardı. Benim elimden bişi gelmiyordu çünkü zaten dayağı yemiştim, ferim dönmüştü. Ayakta bile duramıyordum. Çocuklar Ömeri de dövünce bize bakıp güldüler. Zana " Ben size kötü olacak demiştim " dedi. Etrafta izleyen çocuklar bizi kaldırmak için geldiler. Zana ve arkadaşlarıda gidiyorlardı zaten. Elindeki tasoları uzaktan bana gösteriyordu Zana. Sinir olmuştum. "Size göstericem, tüm aşiretimi yığıcam buraya, hepinizi öldürtücem" diye bağıra bağıra tehditler savuruyordum. Yaralarımıza gelince benim yanağımda ezilme ve burnumda kan vardı. Ömerin de suratı kan içindeydi, aynı zamanda kolunda Zananın ısırdığı belli olan bi iz vardı. Üzgündük, dayak yemiştik, yorgunduk. Ama ilerde bu anılarımızı hatırladıkça güldük. Ömerle olan dostluğum baya sürdü. Kuzen olduğumuz için aramız soğusada birbirimizi az gördüğümüzden her görüşmemizde eski günleri yad eder, birlikte takılırdık ,ta ki bir güne kadar...

Hiç yorum yok: