Bacaklar!

Bacak seviyordu, evet yanlış duymadınız, bacak! Kimileri buna " fetiş " diyordu, kimileri " takıntı ", kimileri " sapıklık ". Ancak o, bacaklardan vazgeçemiyordu. Pürüssüz, şeftali tüyü kadar bile tüy olmayan, yumuşacık bacaklar.
Bacakları farketmeden önce, o da herkes gibi normal sevişiyordu. Tabi bu normal, ruh hallerine göre değişirdi. Ateşli, şehvetli, erotik... Çok fazla kız arkadaşı vardı. Hepsini yönetebiliyor, hatta bazen 3lü 4lü yapıyordu. Ancak bir gün, 3lü yaparken, onların farkına vardı, bacakların. O kadar sevmişti ki onları, sevişmeyi bırakıp bacakları okşamaya başladı. Kız arkadaşları, sırf bu huyu yüzünden bıraktılar onu teker teker. Yeni kız arkadaş edinmeye çalıştı, ancak tanışır tanışmaz bacaklarına yapışınca onların, aşağılayıp, hor görüp bıraktılar onu. Onlar giderken arkalarından bakıp, " Orospular sizi, bacakların kıymetini bilmiyorsunuz " diye şaşırmayla karışık küfür ederdi. Kız arkadaş edinememeye başlayınca, çıldırma noktasına gelene kadar dayandı bacaksızlığa. Ancak çıldırma noktasına gelince, girdiği ilk gay-bar'da, gördüğü ilk bacağın yanında aldı soluğu. Gay-bar'dakiler onu çok sevdiler ve
onu, aralarına aldılar. Ancak zamanla gayler bile onun bu bacak sevgisinden usandılar. Yine kovulmuştu bu huyu yüzünden. Zaten işinden atıldıktan sonra para kazanmadığı için evden de atılmış ve sokaklarda kalıyordu, bir de gay-bardan kovulması tam olmuştu. Sokaklarda dilenmeye başladı aç kalmamak, midesine birşeyler indirebilmek için. Tabi bu sırada bacak sevgisi de dinmemişti. Kendi bacaklarını sevmek, okşamak istiyordu çoğu zaman dilenirken. Ancak bunu yapamazdı. Çünkü onun bacakları protezdi. Bu yüzden, belki de kendisinde bacak olmadığı için çok seviyordu bacakları. Hani insan kendisinde olmayanı ister mantığından. Kışı sokaklarda dilenerek atlattıktan sonra, soğuk günler geçince, daha bi canlandı. Artık tekrar bacaklara gereken önemi gösterebilirdi. Ve o meşum gün geldi çattı. O gün, dilenirken, onları gördü. Sarışın kadının biri mini etek giymiş, karşı kaldırımdan geçiyor, altındaki bacakları da apaçık görülüyordu. Kadın eski sevgililerinden birine benziyordu, ancak onu tanımaya zaman harcayamazdı. Bu onun için, uzun zamandır beklediği şenlikti. Hemen doğrulup, koltuk değnekleriyle yürümeye başladı. ( Protezleriyle tam basamadığı için, koltuk değnekleri vardı ) Yolun karşısına geçerken, ona doğru yaklaşan, frenleri patlamış arabanın kornasını duymamıştı. Ve o arabanın altında, can verirken, tek üzüldüğü şey, en son gördüğü o bacaklara dokunamamış olmasıydı.
2 dakika önce
Eski Ev Sahibi: " Peki biz frenleri boşalttık ya, araba ona çarpmassa? Ya arabayı farkedip beklerse? "
Eski sevgililerinden biri: " Bacak merakı buna engel olucaktır güven bana. Sen ( eski sarışın sevgiliye dönüp ) onun dikkatini çekebilecek misin? "
Eski sarışın sevgili: " Evet, benim bacaklarım aramızdakilerden en güzeli, bana güvenmiyorsan sen deneyebilirsin "
Eski sevgililerinden birdiğeri: " Benimkiler en güzel diyorsan öyledir, hadi git artık, arabanın sahibi bindi arabaya, şimdi geçicek yoldan " der, ve sarışın ex-sevgili yoldan geçer.
Onlar, bacakseverin eski hayatından insanlardı. Kiracıya borcunu ödeyemediğinden, sevgililerini de sinir edip, sonradan hep rahatsız ettiğinden( bacakları yüzünden ) düşman olmuşlardı.

Not: Bu üstteki yazıyı, dota'da oyuna girip dolmasını beklerken doğaçlama olarak yazdım. Bu kadar güzel doğaçlama saçmayalacağımı bilmiyordum. Oyunumuz dolduktan sonra, host o kadar sevmişti ki, bitirmemi bekledi 10 dakika. Bence diğer oyuncular, ben bitirdikten sonra ayakta alkışladılar, ama ipneliğine beğenmemiş gibi yaptılar. Hepsi ipne onların.
Not2: Dota; internet üzerinden, 10 kişiyle oynanan bir warcraft haritası, 10 kişi oyuna girdikten sonra genelde başlanıyor ve oyun başlamadan önce, herkesin yazı yazabildiği ortak bir chati var. Tabi chatte yazma olayı insanların üşenip üşenmemesine bağlı olunca, amınakoyuyorlar gördüğünüz gibi.

Hiç yorum yok: