Anladın mı dedi

Bir sürgün kasabasıydı bir eski zamandı Hazirandı. Çocuktum evden kaçmıştım gelip ona sığınmıştım. Birgün aksilik oldu annem beni buldu. Suphi kaçıp kayboldu. Kasaba çalkalandı olay oldu ben sustum kanım dondu. Polisler onu bana dönüp baktı. Anladın mı dedi, anladım dedim anladım. Ve o günden sonra hiçbir zaman hiçbir yerde hiç ağlamadım.

Benim Suphiye benzeyen hiçbir yanım yok! Hem de hiç. Ben ne susarım ne de bir elimde daskapital durur ne de diğerinde kenevir tohumu. Ama ağlatır beni bu şarkı, ağlatır ya hem sadece bu şarkı diil Yusuf Hayaloğlunun şarkıları ağlatır. Yusufta mı sorun yoksa bende mi? Bilemem tabi ama sanki bir sigara yaksam odayı tüm dumanla doldursam çözüm olacakmış gibi gelir. Bir şeylere küfrederdi hep. "Bildiklerini dedi yüzleştir hayatla ve sınamaktan korkmadoğruyla yanlışı o zaman ayırabilirsin ve onu anlayabilirsin" Bu ne demekti. Ben bunu dinlerken ağlardım. Belki farklıydı onun sölemek istedikleriyle benm anladıklarım ama ağlardık. Yusuf geçerdi karşıma anladın mı derdi. Anladım derdim anladım. Belki anladıklarımz farklıydı ama bunun ne önemi vardı? Tek bir farkı vardı, o bir daha ağlamadı; ben ağladım. Bir sigara yaktım. Sonra baktı bana " ah ulan semih " dedi. Demesi yetti. Hiçbir türk filmi yaratmazdı bende bu etkiyi. Söyle be Yusuf baba dedim söyle. Ne kolay söylediler. Sanki koskoca bir maden ocağını kafama geçirdiler.

Anladım dedm anladım. Bundan daha iyi anlayamazdım.

Hiç yorum yok: