34

İstanbul denilen bir garip şehir...Bünyemi yeniden canlandırdı adeta.Aklıma sürekli yapılması gereken şeyler getiriyor,hayatın hala dolu dolu olduğunu,daha çok yaşanmışlıklarımın olacağını söylüyor bana 7 tepeli manzarasıyla...İnsanlar hep soruyor bana"Neden İstanbul'a yatay geçiş yapmıyorsun?" diye.."Okulumu seviyorum" diyorum onlara,geleceğimi İstanbul'a tercih ettim..Hakikaten Mülkiye benim için apayrı bir yere sahip olsa da gelecek kaygısı ben de bir göt korkusu yaratmış durumda..Çünkü eğer şimdi İstanbul'da okusaydım yaşımın verdiği heyecanla bohemliğin dibine vurmuş "anı" yaşıyor olabilirdim..Okul pek umrumda olmayabilirdi..Fakat ileride şimdi yaşamış olacağım vurdumduymazlık götümde patlayabilirdi.Çünkü İstanbul'un bazı insanlara karşı ne kadar kahpeleşebileceğini gözlerimle gördüm ben ve bu mavi gözlü esmer güzelinin tokatını yiyen insanlar yanaklarındaki kızarıklığı ömür boyu taşırlar.Ben denyo Ankara'ya işte bu tokatı yememek için gittim.İleride başım dik bir şekilde bu güzel şehrin koynuna girebileyim diye..Ankara'ya dönmeden önce aldığım bu "sabret" busesi de ileride her şeyin çok daha güzel olacağı konusunda cesaretlendirdi beni..

Not:İstanbul'u benimle yaşayan bütün arkadaşlarıma ve kardeşlerime teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok: