Ayrılığın 21. Günü

Ayrıldın. Basit oldu senin için tabi. Ayrılalım dedin ve bitti. Oysa benim için hiç de öyle değildi. Kokun sinimşti bir kere içime, izin bulaşmıştı ellerime, hatıralarımda sen, hayallerimde sen vardın. Bunları yıkıp kendime yeni bir dünya kurmam gerekiyordu. Belki yeni bir aşk. Başaramadım aşkı ama hayatı başarıyorum. Hayat duracak sandım, gerçi bir müddet durmuştu da, ama sonradan devam etti ve kazara yaşadım. Şimdi düşünüyorum da hani bir bebek doğar da ailesi sever ya onu en saf duygularıyla, o incinmesin kırılmasın isterler, okşarken bile bir şey olacak diye korkarlar, çok öpmezler hastalanmasın diye işte ben de öyle sevdim seni. Boş yere sana bebeğim demiyordum. Öyle narindim ki sana karşı bazen ben bile şaşıyordum kendime. Ben böle el üstünde tutarken seni bir de baktım büyümüşsün, artık özgür olmak istiyorsun artık bebek değilim bana bebeğim deme diyorsun. Söyle ne yapayım o zaman? Bak ayrılalı onca gün oldu ne yapayım? Senin hayatımdan çıkıp gitmeni kaldıramadım galiba. O kadar senindim ve o kadar güveniyordum ki sana bir anda gidince boşlukta kaldım. O yer öyle bir karanlıktı ki anlatamam. Hala da ordayım sanırım. Her gün uyandığımda güneşi arıyorum, doğmuyor bir türlü. Arkadaşlar sağolsunlar merak ediyorlar bu halimi. Yeni birini bul hatıra hatırayı siler diyorlar. Anlamıyorlar olay hatıra olayı değil! Anlamıyorlar. Sana gelince, güvenmiyorum artık sana hatta eskisi gibi olamayacağımızı da biliyorum o kadar kızıgınım ki sana, inan şu halime senden başka suçlu bulamıyorum. Ne kadar da duygusuzmuşsun. Tam bağlandığım zaman bırakıp gittin. Şuan sen kendi kefinde önündeki ilişkilere bakıyorsundur. Vefasız, vicdansız, duygusuz, yalancı... Ne desem az. Yine de sen gelsen bir gün bana inan tek soru sormam. Hoş geldin bebeğim derim.

Hiç yorum yok: