Kumar Masası-III
Son konuşmanın üzerinden sessiz bir saat geçmişti.Sadece kağıt ve çip sesleri duyuluyordu.Normalde bunlar en sevdiğim sesler olmalarına rağmen yaşanmış tartışma sonrası o kadar keskinleşmişlerdi ki birileri söz alsın diye dua eder oldum.Ben de pek tabii konuşabilirdim ama bu işi Ozan Bey'in yapması herhalde daha uygundu.Sonuçta bu onun uzmanlık alanıydı.Fakat o hiçbir şey umrunda değilmiş gibi yakasını çekiştiriyor,kartlarına bakıyordu.İçimden o an "lan bu tenten nasıl o kadar gaddar ve bencil adamların gönlünü hoş tutabiliyor acaba?" diye düşündüm.O sırada Oğuzhan Bey söz almıştı."Hepimizin kendine göre küçük ama tehlikeli düşmanları oldu zaman zaman."dedi.Yine aynı konuya dönüyorduk işte,Oğuzhan devam etti "Hepimizin buna benzer hikayeleri var,doğru mudur Uğur Bey?" dedi dudaklarını tehditkarca Uğur Bey'e uzatarak."Doğrudur Oğuzhancım."şeklinde samimiyetsiz bir samimilikle cevap verdi Uğur, "Ama ben benimkini kısa sürede hallettim." Başta Baran olmak üzere masadaki herkesin dikkati yeniden Uğur'un üzerindeydi.Baran "O zaman anlatın nasıl kurtulduğunuzu da,biz de birazcık feyz alalım,dostlar ne içindir öyle değil mi?" dedi.Uğur Baran'ın alnında biriken viskiyle yanında yenilen süs biberlerinin sonucu olan boncuk terlere baktı,istemsizce kendi alnını sildi,derin bir nefes aldı. "Valla size yardımcı olur mu bilmem,çünkü benim belam sizin Gökhan gibi bir psikopat değildi ama anlatayım.İki yıl önce mekanlarımdan birinde teftişteydim.Yeni gelen kızlara bakıyordum,o sene mahsül çürük sayılırdı resmen,çoğu beş para etmezdi.Bu durum oldukça canımı sıkmıştı ki yürüdüğüm koridorun son odasından bir kız çıktı kapının önüne."Bir an durakladı Uğur,az önce ortaya açılan maça kızına baktı bir süre."Onu gördüm,beğendim ama o dahil kimseye farkettirmemeye çalıştım o sırada,ama bir yandan içim içimi yiyordu,mekandan çıkarken mamayı çağırdım ona 'Bak Emeti,bu kız çalışmayacak,ona ne zaman isterse para ver,ihtiyaçlarını karşıla,burada kalmasını sağla.Onu hiçbir müşteri görmeyecek tamam mı?'dedim.2-3 ay uğramadım sonra,bir gün dayanamadım vardım yanına.Konuşmadık bir süre,sonra bana çalışmak istediğini söyledi.Ona çalışmasına gerek olmadığını benim ona her istediğini sağlayabileceğimi söyledim.Bana kızdı,bağırdı,benim verdiğim sadakaya ihtiyacı olmadığını söyledi,buraya çalışmak için geldiğini diğer kızların onu nasıl dışladığını söyledi.Neden bilmem,onun her istediğini yapmaya hazırdım,'tamam'dedim ona,aynı zamanda sinirlenmiştim de biraz burnunun sürtülmesini istedim.Emeti'ye onu işe çıkarmasını söyledim." "Bir dakika,nasıl yani?" dedi Halil, "Sen kendine beğendiğin kızı işe mi çıkardın?"diye sordu. Oğuzhan "Ne olacak Halil,kız orospu değil mi?Onun işi o Uğur Bey'inki de bir anlık hevestir,iki takılır bırakır,nikahlı karısı sanki amına koyayım!" Uğur'un yüzü hafif alay,hafif hüzünle çarpıklaşmıştı.Baran'ın "bu kızdan benim haberim nasıl olmaz?"imalı sitemkar bakışlarını görmezden gelerek "Bir anlık heves mi?"diye Oğuzhan'a bitkin gözlerle baktı "Ben" diye devam etti "Ben,hayatımda böyle bir şey görmemiştim,varlığımı unutmuştum adeta onu gördüğüm ilk anda,ben yoktum, etrafımızı çevreleyen pis duvarlar yoktu,dünya,onun etrafını oluşturan ve onu kirletecek her şey kayboldu birden,sadece o vardı.Akmış makyajıyla,mahvolmuş rujuyla ve dolu dolu gözleriyle o vardı.O kirpiklerini kaldırıp bana baktığında beni tekrar var etmişti.O güç onun elindeydi çünkü,baktığı her şeyi var etmek,o anda ben de benzer bir güce erişmiştim,ona bakan ve dokunan her şeyi yok etme gücü..."Bu tirad hepimizi şaşırtmıştı,Uğur gibi kadınları birer meta,hatta kendi belirttiği gibi mahsül olarak gören bir adamın sanki bizler kırk yıllık arkadaşlarıymışız gibi bize birden dökülmesi açıkçası beni biraz rahatsız etmişti."Uğur Bey,isterseniz bu detayları atlayalım hem oyun da soğumasın."diyerek bu havayı dağıtmaya çalıştım. "Her neyse"diyerek o kıza ithafen düşündüklerinden bir 50 sayfa atlayarak devam etti Uğur "öyle de oldu zaten ona bakan herkesi yok ettim,hem de kendi ellerimle,laf çıksın istemiyordum çünkü,mekandan çıkan adamları takip ediyor,tenha bir yerde öldürüyordum onları.Her gün işi bittiğinde yanına gidiyordum kızın,yeter demesini istiyordum,ama bana inat ya ağzını açıp tek kelime etmiyordu orospu.Ben de onun yattığı itleri temizlemekte buluyordum huzuru.Ta ki biri kızı her gün kitleyene kadar." "Hadi ya,kimmiş o?"dedi Ozan Bey Uğur'la taşak geçercesine.Masadaki diğerleri de bu davranışlardaydı aşağı yukarı,herkes onun yaşadığı bu duygusal çöküntüyü koz olarak kullanmak için dinliyorlardı onu,bu adamlar için savaş hiç bitmiyordu,kurtlukta kanun düşeni parçalamaktı.Ben ise acımıştım ona. "Alp."dedi Uğur,"bu zengin piçi ilk defa milli olacak diye Yasin Dayısı ona bir güzellik yapmıştı o zaman, bir günlüğüne evlerine gitmişti kız." "Hepimizin bir Yasin Dayısı vardır."diye araya girdi Baran uzaklara bakarak. "Evin etrafı tellerle çevriliydi ve koruma vardı,bu şekilde Alp'i öldürmem imkansızdı.Üstüne üstlük bu görüşmeler devam da etmeye başladı,kız neredeyse her gün eve gitmeye başlamıştı,ben ise bu duruma seyirci kalmaktan başka bir şey yapamıyordum.Ona bir şey yasaklamaya gururum el vermiyordu,hem de belki de bir gün 'Artık gitmeyeceğim,yanında duracağım'demesini bekledim biraz da umutla,ondan ağzımı açamadım.Çok fazla dayanamadım ama yine,hele bir gün o evden çıkarkenki gülümsemesini gördüm ya,canıma tak etmişti,çıktım saklandığım köşeden,atladım arabanın içine,sürdüm bunu eski gazinolardan birine..." Gözleri dolmuştu birden Uğur'un "O Alp piçi kızı kandırmış!Seninle evleneceğim diyormuş!Kızı kokaine alıştırmış...Dövdüm,o kadar dövdüm ki ellerim acımaya başlamıştı artık,ama o kafası kıyak olduğu için tınmıyordu bile,kana karışan gözyaşları arasından'kurtulacağım artık'dedi bana.Sonra çıkardım onu oradan,yasakladım bir yere gitmesini.Bir hafta oldu bu kez bu Alp geldi kapıya dayandı,gördüm bir şey yapmadım çocuğa,sadece karı olayına alıştığını düşünüyordum,bu tutturdu o kızı istiyorum diye,kovdum onu ama gitmiyordu,kene gibi yapışmıştı amcık kerhanenin duvarına ayrılmıyordu.Ailesine haber verdim.Aldılar götürdüler bunu,daha sonra yine geldi.Kaçmış ailesinden,parası falan da yok.Geldi çöktü duvarın dibine ayrılmadı.1 yıl yaşadık öyle.O duvar dibinde,kız pencerenin,ben ise cehennemin dibinde.Kaç kez dövdürdüm puştu,kendi ellerimle kemiklerini kırdım,ama hep kafasna sıkmaktan bir şey beni alıkoydu.O itte her dayaktan sonra sürüne sürüne o duvar dibine döndü.Kız da ayrılmadı hiç pencerenin önünden.Artık yalvarır olmuştum ona,diz çöküyordum benim olsun diye,yüzüme bile bakmıyordu.Zaman zaman bir yolunu bulup kaçmaya çalışıyolardı,onu da beceremediler bir türlü,keşke bazen yapabilselerdi diyorum." "Eee,sonra ne oldu?"diye sordu Rıdvan.Uzun zamandır ilk defa sesi çıkıyordu,ses tonundaki bu kendini bilmezlik de ondan olsa gerekti.Ama Uğur'un saygınlığı düşünecek hali kalmamıştı."Bir gün kızın odasına girdim,baktım kolda serum lastiği,kız yarı baygın yatıyor.Gittim sarstım ses yok,nefes yok.Kaybettim kendimi indim aşağı,hiçbir şey söylemeden daldım şerefsize.Çıktım tepesine bu kez eminim,ölecek.Birden vücudum ürperdi,karnımda bir ıslaklık.Ceketinin yeninden çıkardığı bıçakla şişledi beni götveren.Attı üstünden beni yığıldım kaldım.Sonrası çığlık,kıyamet...Uyandım sonra Emeti geldi yanıma 'Öldüler'dedi.'Unut artık,abi.'Ben de ne yapayım,unuttum."dedikten sonra sustu.10 dakikaya da masadaki parasını kaybetti,geçti oturdu karanlığa,içerek Boğaz'ı son kez seyretmeye başladı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Bak ev sahibisin diye bişi demiyorum ama rolümü küçük görmeye-göstermeye çalışma pişman ederim seni sıradan biri değilim ben. Ben saksı değilim.
bu yazı dizisinin yapımcıları nasıl izin veriyo senin boyle yavaş yavaş yazmana! olur şey değil! yeni bölümü de yaz! pis yazar seni! güzel olmuş güzel!
merak etme herkesin sırası gelecek,
daha hızlı yazmaya çalışacağım haklısın,
teşekkür ederim.
hissediyorumm, dürümler su gibi akıcak hissediyorummmmm. ozan rol çalma sende yiycen kafana keleşi.
baya tribal olmuş ama alp bence uğur'a öyle götlük yapmaz.belki de yapar da bilmiyorum
Yorum Gönder