Terazi sizin g.tünüze girsin ( Adalet Terazisi )

Masamda oturmuş finallerime çalışacaktım. Uzun bir zaman sonra, ilk defa çalışma fırsatı bulmuş, bunu değerlendireyim diyordum ki, babamın içerden sesi geldi " Oğlum git mahzenden 1973-Château Montelena getir, misafirlerimiz geliyor. " İçimden küfrettim. 'Fuck'. Odamdan çıktım. Mahzene inmeden önce, holdeki tablolara baktım yine. Hepsinde mal mal şeyler vardı, ancak insanlar böyle şeyleri sanat eseri sayıyordu. Birinde portakal, elma vb. meyvelerin olduğu meyva tabağı, diğerinde ufak bi' çocuk resmi, diğerindeyse herbir parçası farklı yerleree çizilmiş, yapboz gibi olmuş bir tablo. İnsanların bunlardan anladığını bi' türlü anlayamayacaktım galiba. Devam ettim yoluma ve mahzene inip lanetler okuduğum şarabı aldım. Buz gibiydi mahzen. Küfrede küfrede, ancak küfretmenin de verdiği bi' şevkle hızlı hızlı babamın yanına geldim. " Oda sıcaklığına alışmasını bekleyelim, önden açma sakın " dedi. " Peki " dedim. Misafirlerimiz, babamın dayısı tarafından dayılarımızdı. Avrupa seyahatlerinden yeni dönmüşler, evlerine gitmeden önce bize de bi' uğramak istemişlerdi. Onları kapıda karşıladık büyüğümüz olduklarından. İçeriye girdiklerinde, en son olaylardan, dedikodulardan bahsedip birbirlerini güncellediler. Hatta bir ara gaza gelip, dedemlere telefonda, " hadi sizde bi' uçağa atlayıp gelin, birbirimizi görürüz " dediler. Bunun üzerine dedemler duramadılar tabiki, ilk uçakla geldiler. Onlar gelince ellerinden öptüm büyüğe saygı çerçevesinde. Dedem küpeme bakıp " bu yenisi mi, biraz kötü durmamış mı " dedi. Dedemle bu şekilde bir muhabbet yapabilmek çok güzeldi gerçekten. " Biliyorum dede, döncem yine pırlantaya zaten " dedim. O akşam güldük eğlendik. Şarabımız, yanında annemin yılbaşında fazladan aldığı hindiyi, özel sosuyla birlikte pişirip servis ettik. Üstüne de annemin hızlıca ve basitçe yaptığı tiramisuyu yedik. Tek basit olan şey oydu, ancak o bile o ortamın güzelliği içinde farkedilmedi bile.

Eğer, Amerikada yaşıyor olsaydık, muhtemelen böyle şeyler olurdu. Ancak burası Amerika değil, bunu kafanıza sokun. Böyle bir dünya yok bizim buralarda. YOK! So , How it really happened?

Masamda oturmuş, feysbukdan cafe world oynuyordum. Final zamanıydı, ancak finallere çalışmak gibi bir niyetim yoktu. İçerden babam, " oğlum annenin yanına git birşeyler lazımmış, söylesin sana al " dedi. İçimden ' Hay sikeyim ya ' dedim. Annemin yanına gidince " Şehzade Pastanesinden 1 kilo kuru pasta al " dedi. " Yaş pasta alsam olmaz mı " dedim. " Olmaz! " dedi. İkiside aynı paraya geliyordu, yaş pasta daha güzeldi, ama hep kurupasta aldırıyorlardı. Kafam almıyordu bunu. Dışarı çıkmadan önce, holdeki aynadan kendime baktım. Allahın beni neden bu şekilde cezalandırdığını bir türlü anlayamayacaktım galiba. Dışarı çıktım ve Şehzade'den 1 kilo kuru pasta aldım, " 1-2 tanesini koymayın içine, yolda yiycem " dedim. Hava buz gibiydi. Resmen götüm donmuştu. Ne şevk vardı ne bişi. Yavaş yavaş eve vardım. Annem " Paketi açma ki bayatlamasın " dedi, benim biraz daha yiyeceğimi farkedince. Misafirlerimiz babamın dayısı tarafındandı. Esenlerde oturuyorlardı ve tanıdıkları ziyaret için bizim tarafları geziyorlardı. Tabi bize de uğramadan olmazdı. Onlar gelmeden küpemi çıkardım. Eğer çıkarmasam, onların diline düşer, sonra dedemin kulağına düşer, sonra da kara toprağa düşerdim büyük ihtimalle. Neyse, yemeğimizi ( ertesi sabah herkesin tuvaletten çıktıktan sonra, " acıymış " dediği, toplamda 2 kg sa, 1.98 kg mında saf acı olan çiğköfte ) yedik, çayımızı, kahvemizi içtik. Ardından, babam " Hele laptopı getir, Adıyamanla, dedenlerle görüşelim " dedi, tam içerde kendime ilerde zaman ayırmalık şeyler indirirken. Webcam'den görüştük, zaten maximum yapılabilecek şeyde buydu. Güldük, eğlendik, dedemlerle konuştuk. Dedem yine " serseri arkadaşlarına takılma, derslerine çalış " vaazı verdi 5-10 dakika. Ancak bu bile ortamın güzelliği içinde farkedilmedi bile.

8 yorum:

Adsız dedi ki...

çok zaman harcama böle' şeylere genç tosun...

Adsız dedi ki...

tosunlar siksin seni kardeşim

Adsız dedi ki...

ayrıca cümlenin sonundaki 3 noktadan da anlaşılacağı üzere, ergensin hala. Merakını gidereyim, cümle sonuna 3 nokta koyunca karizmatik olmuyor hiçbirşey. Sens of hümırınıda sikeyim bu arada. Birde başkalarından duyduğun lafları -tosun gibi- bu şekilde kullanma ki adam sansınlar kardeşim...

celibon dedi ki...

her yazına yerleri falan sil demek istiorum.. hyr yannış anlama, çok sevimli bi tepki olmuş :) beğendim ben.. :))

Adsız dedi ki...

... bencede yerleri silmek daha güzel bi tepki olmuş,... bende her yazıma yerleri sil tepkisi veriyorum... :D

serkül dedi ki...

adsız diye bi paranoyak var lan piyasada.

artiz dedi ki...

begendigim yazılarından birisi oldu bu tosuncuk.....

Adsız dedi ki...

tosuncuk deme, bana bu ortamda herşeyi yap, tosuncuk deme. birde şu adsız kardeşlerime selam ediyorum