5. Bölüm

Aman tanrım yine çalıyor. Bir tane daha gelmiş. Sabahtan beri mesaj atıyor zaten anlamadı mı hala? Dersten de sıkıldım zaten bi mucize olsa da kurtulsam şu dersten. Ne demiş bu sefer? Girebileceksem nete gelecekmişim. En iyisi girip söylemek. Kabullenmesi için de hemen bir sevgili bulurum. Sınıfta benden hoşlanan erkek çok zaten. Girerim birinin koluna... Sınıfta kardeşi olduğunu bilmiyordum, düşünsene kardeşi bizim sınıfta! Olmaz yani, hemen ayrılmalıyım. Bundan sonraki ders olan rehberlik dersine bir şekilde girmemeyi başarırsam sorun yok. Nete girer anlatırım her şeyi.
Zil çaldı dışarı çıktık. İşte o anda kapıda rehberlik dersinden beni kurtaracak olan mucizeyi gördüm: Babam. Okula gelmişti ki bu ilk defa oluyordu. Gittim konuştum. Hocalarımla görüşmeye gelmiş. Evde konuşacağız bu konuda deyip gitti. Bu fırsatı kaçıramazdım. O ezik hocamızdan izni koparmalıydım. Hemen öğretmenler odasına indim. Rehberlik dersine girecek olan sınıf hocamızı bulup konuştum. İzni koparmıştım. Hemen okulda bu yıl açılan "Teknoloji Atölyesi"ne gittim. İsmini açıldığı zamandan beri ilginç bulmuşumdur. Herkese açık bir yerdi. Genelde daha alt sınıflar internetten oyun oynamak için kullanıyorlardı. Ben direkt nette online oldum. Girer girmez bana bir şeyler yazdı. Bilerek cevap atmadım. Arkasından soğuk bir cevap atıp bekledim. Duruma alışmasını, kabullenmesini bekliyordum. Aklımdan o sırada kardeşi geçiyordu. Bizim sınıfta olmasa böyle bir şey yapmama gerek kalmayacaktı. Ne var ki bizim sınıftaydı. "Ayrılmalıyız" yazdım ve çıktım. Onu bu iki ay içinde tanıdıysam okula gelecekti. Hemen yanıma birini bulmalıydım. Bu durum onun benden uzaklaşmasını sağlayacaktı. Bütün eski sevgililerime bunu yapmıştım. Ne kadar çabuk kurtulursam o kadar iyidi. Sınıfın en zengin ve havalı çocuğu Serdar'dı. Onunla çıkmalı idim. Bu onu daha da rahatsız ederdi. Böylece peşimden koşmaz, ben de kurtulurdum.
Sınıf kapısnda beklemeye başladım. Sorun şu ki hoca da sınıf kapısından çıkıcaktı oysa ben ona babamla gideceğimi söylemiştim. Gizli bir yerde beklemeye başladım.
Herkes dışarı çıkmıştı. Sadece içerde Serdarla hoca kalmıştı. Serdar sonunda çıktı ben de direkt koluna girdim. Aşağı doğru merdivenden yürümeye başladık. Serdar mutlu olmuştu. Beni istediğim her yere götürebilirdi. Bunu biliyordum. Sadece yanında yürüyordum. O da beni koluna aldığı için böbürleniyordu, daha bir dik olmuştu.
İnmiştik. Çıkışa doğru yürüyorduk. Halen kimse etraflarda görünmüyordu. Bu benim içimi rahatlatmıştı. Belki de gelmeyecekti... Bunun düşük bir ihtimal olduğunu biliyordum çünkü bu durumu kabullenmesi çok uzun sürecekti. Dışarı çıktık. Halen yoktu. Öğrenciler biraz da olsa dağılmıştı. Serdar halinden memnun arkadaşlarına hava atıyordu. Bense etrafıma bakıyordum. O sırada gözüm durakların olduğu yere kaydı. Evet gelmişti. Bize doğru yaklaşıyordu. Elini tutuyordu. Hemen öteki tarafa götürmeye çalıştım Serdarı. Oradan uzaklaşmalı idik. Çok geçti.

Hiç yorum yok: