-----Kumar Masası'ndan bir hafta önce-----
Levent'teki plazalardan birinin önünde araba durdu.Rıdvan şoförün "Çanta arabada kalsın,boşuna taşımayın" sözüne önce tamah etmek istemedi,ama sonra bond çantayı "hırsızlar görüp çalmaya kalkmasın" düşüncesiyle önündeki koltuğun altına iteledi ve dışarı çıktı.Plazanın içine girdikten sonra şoför kapıda ondan ayrıldı,yerine kendisini bekleyen çıtı pıtı sekretere bıraktı.Sekreter "Ozan bey sizi ofisinde bekliyor,buyrun gidelim." dedi ve ikisi beraber asansöre bindiler.Asansör aynasından göz ucuyla kendini kesen Rıdvan şaftının biraz kaymış olduğunu gördü.Yoksa bu sekreter kız çoktan stop düğmesine basıp onunla çılgınlar gibi sevişmeye başlamıştı,başına gelmeyen şey değildi.Tam kıza doğru bir hamleye geçmek üzereyken son kata vardılar,Rıdvan'ın muhabbete geçme çabalı çıkardığı ses asansör kapısının sesinde boğuldu.Kız oda kapısına doğru eliyle buyur etti onu,Rıdvan içeri girdi.Odada iki adam vardı.Biri ofis masasının arkasındaki büyük koltuğa diğeri masanın önündeki koltuğa yayılmış,puro içiyorlardı.Düşünceli görünüyorlardı.Ofise giren Rıdvan masanın önüne doğru yürüdü,her ikisi de son ana kadar ayağa kalkmadılar.Rıdvan "Ozan Bey?" diyerek elini masanın sahibine doğru uzattı elini.Ozan "Hoşgeldiniz Rıdvan Bey,buyurun oturun şöyle.Kadir Beyle tanışın lütfen.Kadir Hoşçocuk." "Memnun oldum,Kadir Bey."dedi Rıdvan.Kadir Bey"Ben de memnun oldum Rıdvan Bey.Ozan Bey'in davetini kabul etmeniz ne büyük bir hoşluk." "Daha çok bana vaadettiği parayı ve imkanları duyunca teklifi kabul etmek durumunda kaldım." diye cevap verdi Rıdvan. "Sana verdiğim sözleri eksiksiz yerine getireceğimden emin olabilirsin,tabi sana söyleyeceklerimizi başarabilirsen."dedi. Rıdvan biraz düşündü,6 milyon dolar ve dünyadaki en iyi oyun masalarına oturma hakkı elde etmek için neleri risk etmesi gerekiyordu acaba?Bu fırsatlar şüphesiz buraya gelmeden oynadığı son oyunun yaralarını saracak,ona yeni fırsatlar yaratacaktı.Heyecanını gizlemeyi yüzünden hiç düşürmediği Pokerface ile gizlemeyi başardı."Benden tam olarak ne yapmamı istiyorsunuz?"diye sordu. Ozan "Kadir Bey bunu siz anlatmak ister misiniz?"diyerek Kadir'e döndü. Kadir Bey "Bazı şeyler değişti"dedi."Artık her ayrı iş için ayrı bir patrona ihtiyaç duyulmuyor.İşleri tek elden yürütmek ve zamanla legalize etme devri geldi de geçiyor bile.Bu durumda uygun olan Ozan Bey'in..." "Uzatmayın Kadir Bey,bir sıkıntınız var ve bana geldiniz,sıkıntınızı çözeceğim,Rıdvan Bey de bize yardımcı olacak.Çok ayrıntıya girmenize gerek yok.Rıdvan Bey'e ne yapması gerektiğini anlatın yeter." Kadir Bey boncuk boncuk terlemişti.Birazcık çenesini kaşıdı,sonra devam etti. "Bir Kumar Masası var,her sene düzenleniyor,bu masaya da İstanbul'un en zengin altı suç çetesi lideri katılıyor.Liderlerden biri düzenleyici,diğerleri oyuncu.Senden isteğimiz bu masaya oturman.Eğer masaya oturmayı başarırsan,gece sonunda o masadan bir tek sen ve Ozan Bey sağ kalkacaksınız,sen Ozan Bey'in sana vaadettiklerini,Ozan Bey ise İstanbul yeraltı örgütlerinin mutlak liderliğini almış olacak."dedi.Rıdvan önce kendisinden istenen şeyin ne olduğunu anlayamadı,ama bir komplonun parçası olacağına dair düşünce beyninin ortasına yerleşmişti ve canını sıkmaya başlamıştı bile."Ben nasıl yapacağım onu?Benden o adamları öldürmemi mi istiyorsunuz?Böyle bir şey yapamam ben!" dedi.Hakikaten de yapamazdı,silahlı adamların olduğu ortamlarda oynamıştı,önünde vurulan adamlar da olmuştu ama o hiç eline silah almamıştı.Bu hiç bilmediğin bir oyunda tüm varlığını ortaya koymak gibiydi. "Sakin olun Rıdvan Bey."diye sözünü kesti Ozan."Sizden hepsini öldürmenizi beklemiyoruz.Siz sadece birinden sorumlu olacaksınız." "Kimden?"diye sordu Rıdvan."Diğerlerini öldürmemizi sağlayacak adamdan."diye cevap verdi Ozan.
-----Bu Gece-----
Alevler içindeki teknenin suya yansıması mehtabı etkiliyor,adet canı sıkılan Bob Ross gibi Boğaz'ın oluşturduğu o muhteşem tabloyu bambaşka bir şeye dönüştürüyordu.Halil Bey ellerini ensesine bağlayarak alnını cama dayamış,yıllardır hayal ettiği zenginliğin timsali olan yatının yanışını izliyordu.Ben aniden bir şeyler yapmam gerektiğini düşünüp salondan dışarı çıktım ve korumalarıma doğru bir bakış fırlattıktan sonra adamlar apar topar aşağı inip ne olduğunu anlamak için sahile doğru gitmeye başladılar.Halil Bey onların gidişlerini izlerken birilerinin hareket etmesi ona etkili olmuş olacak ki,bütün gücüyle böğürmeye başlamıştı."Hepiniz gidin,HEPİNİZ!"dedikten sonra Baran Bey'in korumalarını omuzlarından itti.Adamlar Baran Bey'e doğru baktılar,Baran sıkıntılı bir şekilde aşağı yukarı kafasını salladı.Adamlar ardlarında Halil ile birlikte aşağı doğru inmeye başladı."Biz de mi aşağı inmeliydik acaba?"diyerek diğer oyunculara döndüm.Uğur Bey yeniden koltuğuna çökmüş,Baran Bey de salonun ucundaki yedek krupiyer kızlardan birini kesmeye başlamıştı bile.Oğuzhan Bey "Böyle bir durumda dışarı çıkmamız mantıklı olmaz.Ne ile karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz.Belli ki sadece Halil Bey'e karşı bir şey değil bu,hepimizi hedef alan bir eylem.Bugün burada oyun oynadığımızı bilen biri,bizim de burada olduğumuzu bilen ve yine de buna cesaret eden biri yapmış bunu."dedi."Hem benim adamlarım daha katı terk etmediler,senin adamların ve otelin önündekiler Halil Bey'i,bu kattakiler de bizi korumaya yeter."diye devam etti. Baran "Biz de daha ölmedik." dedi bacakları açık,tek elini hassas bölgesinde bir terazi işlevi gördürerek ve gözlerini kızın üstünden ayırmadan.Oğuzhan "Gel Numan Bey,otur şöyle,dinlen biraz.Halil Bey döndüğünde neyin ne olduğunu anlarız."diye beni bir koltuğa oturmaya ikna etti.Uğur Bey bu sırada hala camdan dışarı bakıyor,ama ne Halil Bey'i ne de korumaları göremediğini söylüyor,ani raporlar veriyordu.Baran Bey bir süre sonra daha fazla dayanamadı."Numancığım iznin varsa"diyerek başıyla krupiyer kızı gösterdi.Ben "Tabii Baran Bey"dedim ayağa kalktım ve süitlerin anahtarlarının bulunduğu kısma yürüdüm."Gönül isterdi ki daha normal şartlarda..."diye gevelemeye başlamıştım ki Baran Bey "Önemli değil,benim için her an uygun."dedi.O an Baran'ın gözlerine baktım ve ne demek istediğini anladım.Adamda gerçekten de seksin hiçbir heyecan parıltısı kalmamıştı.Kıza doğru bir işaret yaptım,kız bize doğru yürümeye başladı.Uzun kumral saçları ve 1.90 varan boyuyla adeta bir tanrıçaydı.Baran Bey çıkmadan önce kapının önünden tabancasını da almış,"ne olur,ne olmaz."manalı bir ifadeyle beline koydu,salondan çıktılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder