Yıldız Teknik ; The Amo Chronicles - Episode 3

" Bence 500 kuruşdur. " " Hayır olm 250 kuruş, hiç mi binmiyorsun ring-servislere? " dedi arkadaşı gülerek. Ring servisinde okulun içinde ilerliyorduk ve böyle bir tartışma yanımdaki koltuklarda yaşanıyordu. Ring-servisi ücretini ödemek bu kadar büyük bir tartışma konusu olmamalıydı bence ancak elimden birşey gelmezdi o an için. " Evet pek binemiyorum, zengin olduğum için arabayla gidip geliyorum genelde " dedi diğeri ciddi bir şekilde. Ses tonundan anlayacağım üzere, çocuk taşşak yapmak için değil, karşısındakini ezmek için hamle yapıyordu. Ve bu hamlesinin temelini 250 kuruşu bilememesine dayandırıyordu. Kim olsa gıcık olurdu, bi' laf sokayım dedim ama biraz daha beklemekte fayda vardı. Muhabbet güzel yerlere gidebilirdi. " Araban mı var lan ? " dedi delikanlı olan gülümseyerek ( fakir ama gururlu genç, herkesin favorisi, inşallah sonunda o zengin piçi sikertir ). " Evet var, babam ALMANYA dönüşü getirtti " dedi zengin piçi. İlk defa böyle bir durumla karşılaşıyordum gerçekten. Adam bildiğin, ciddi ciddi hava yapmaya çalışıyordu bu şekilde. Gülmüyordu da bunları söylerken. Sanki bir tartışmanın içindeymişçesine ciddiydi. " Vayy baban almanya'ya mı gitti " dedi diğeri yüzündeki gülümse biraz daha silinmiş bir şekilde. Muhabbet zengin piçinin artistligi üzerine gittiğinden, çocuk ortada oluşan gariplikten rahatsız olmuştu. " Ya pek kalmıyor Türkiye'de, hep yurtdışında, 4 gün önce birlikte Rusya'daydık " dedi. " İş gezisine seni de mi götürüyor ? " dedi delikanlı olan zoraki bir gülümsemeyle ve artık muhabbetin taşşağa dönmesi için içinden dua ederek. " İş gezisi değil ya, benim hatunu görmek için gittik, Anna'yı. " dedi zengin ipne. Artık delikanlı olan iyice kontrolünü kaybetmeye başlamıştı. Devreye girmenin zamanı gelmişti artık.
" Sessiz olur musun biraz " dedim zengin piçe. İnsanlar sanki birine anabacı küfretmişim gibi bana baktılar. Zengin piçi ve delikanlı çocukda susup yandan bi bakış attılar nasıl biri olduğumu görmek için. Delikanlı biraz daha rahatlamış görünüyordu aynı zamanda. Ancak umrumda olan o değildi. O zengin piçini, ring-servisinin içinde yerin dibine batırmaktı. Zengin çocuk oflayıp puflayarak" Keşke arabayla gelseydim " dedi yanındaki delikanlıya. " Arabanı da seni de siktirtme lan, yeter " dedim. " Sus diyorsam susucaksın ". Okuldaki serseri görünümümü kullanarak bile o çocuğu susturabileceğimi bildiğimden sadece böyle laflarla ezicektim. Sonuçta daha iki gün önce feci dayak yemiştik. ( Bunun hikayesini çok fazla kişi bildiğinden yazmayacağım, ama feci dayak yedik, sakın başkasından dayak atmışız falan gibi şeyler duyup da inanmayın, yok sandalyeyi aldım vurdum beline, yok maviliyi çürüttüm, hepsi yalan, en fazla iki yumruk vurabilimişizdir ) Artık ring-servisine sessizlik hakimdi. Kimse ses çıkarmıyordu. Herkes benden rahatsız olduğunu en ufak hareketiyle bile gösterebiliyordu. Zengin çocuk ezikliğe daha fazla dayanamayacak ki, " eşkiya mısın arkadaşım yaa" dedi. " Evet eşkiyayım ulann, eşkiyayım " dedim. Hemen ordan iki kişi, zengin çocuğa vurmayayım diye ellerimi falan tuttu. Zaten aklımda vurmak yoktu, sadece korkutup yerine oturttcaktım, ama millet beni tutunca falan, gaza geldim tabi ki " Bırakın beni, bırakın sikicem şunu,bırakın beni, sen bittin olm, sen bittin " dedim o gazla. Tabi ki onlar daha sıkı tuttu. Şöfor frenlere asılıp " Olay çıkartmayın, ikinizide atıcam yoksa dolmuştan(ring-servisi) " dedi. " Tamam, tamam bırakın " dedim yerime oturup. Delikanlı çocuğun hoşuna gittiğini tahmin ediyordum bu davranışlarımın, zengin çocuksa ölesiye nefret ediyordu galiba benden. Neyse, sınava girmek için erken geldiğim sınıfıma hızlıca geçip kopyalarımı sıraya yazmaya başladım. Hiçbir şey bilmiyordum ve tek ümidim kopyalardı. Sınava 15 dakika vardı. Normalde dolu olması gereken sınıfta 10 kişi falan vardı. ' Heralde gelir birazdan millet ' dedim. Yazdıkça yazdım, donattım masamı. Sınava 5 dakika kala, hala sınıftaki kişi sayısı 15 i geçmiyordu. Sonra en yakınımdaki çocuğun yanına gittim. " Türkçe sınavı olcak dimi şimdi " dedim. " Hayır Mukavemet dersi var şimdi " dedi. " Nasıl olur ya " dedim. Etrafımdakilere sesli bir şekilde " Türkçe var dimi şimdi " dedim. Dedim ama herkes mukavemet fikri etrafında birleşti. Sonra sınıfımın numarasına baktım. " Holy Shit " dedim, evet bunu gerçekten dedim. Sınıfım normalde 1-106 dı. Bense 1-105 e girmiştim. Hemen kalemimi, notlarımı alıp diğer sınıfa koştum. İçerisi tıklım tıklımdı. Hoca ortalarda boş olan bi' yeri gösterdi. Oraya gittim. Sınav kağıtları dağıtılmış, sınav başlamıştı. Aklımdaki tek düşünce birinden hemen kopya çekmem gerektiğiydi. Ve yanıma döndüğümde, o zengin piçini gördüm. Bana piç piç gülümseyen o zengin piçini. Hazırlıksız geldiğimi notlarıma bakarak anlamıştı. Ve şimdi eline düşmüştüm. *** Tabi ki ona bu zevki tattıramazdım. Nasıl girdiysem sınava, o şekilde de, bildiklerimi yapıp, bilmediklerimi kolpalayarak çıkacaktım. " Önüne dön lan " dedim fısıltıyla. " Kopya ister misin " dedi, hala gülümsüyordu. " Siktirgit lan, senden sevabını bile almam " . Ve aynen bu şekilde sınavıma devam ettim.

Gibi birşey yazıcağımı sanıyorsunuz dimi son olarak. Ama öyle bir dünya yok ulan, yok. Elbette şunlar oldu sonunda;
*** Ona baktım. Yüzünde nah kopya veririm der gibi bir ifade vardı. Gözbebeklerimi büyütüp onu korkutmaya çalıştım ,başkaları için embesil gibi görünmüş olabilirim ama galiba zengin piçini biraz korkutmuştum, ki yüzündeki gülümseme gitmişti. Önüne döndü. Kafamı eğip fısıldadım; " Eğer bana adam gibi kopya vermessen, sınav sonunda yakalamiyim " diyerek gerekli kopyayı aldım tabiki.
Yazarın Notu : Burada benim ve delikanlı çocuk için mutlu bir son var, zengin piç içinse üzgün bitiriyor. Ancak siz şöyle birşey diyebilirsiniz; ' iki kopya için kendini de şerefsiz yaptın ' . Böyle birşey diyen varsa varya, onları önümüzdeki günlerde yakalamiyim, bırakın beni, tutmayınn, siz bittiniz olm.

1 yorum:

petro... dedi ki...

dövdük abisi dövdük amına koyduk laaaaan.beşiktaş esnafının da beşiktaş çocuğuyuz diyenlerin de amına koduk hepsini siktik attık tokatladık yine olsa yine yaparız