Sniper - Part III

7 Sene Önce (2004..)

Doktorun Odası

“ Tamam Melek Hanım planlanan şekilde ilerleyeceğim, yalnız ben Kha’ya kadının hamile olduğu yalanını söylediğimde ya o Ahmet’e bir şey söylemezse? “ “ Sen merak etme, onlar çok yakın arkadaş, Kha direk gidip ona iletecektir. “ dedi Melek, soğukkanlıydı. Doktor nedensiz bir şekilde ürkmüştü. Teşkilatın birini harcamak istediğinde gerçekten yapabileceğini ve kuracakları planların önüne geçilmeyeceğini artık daha iyi biliyordu. “ Tamam ben sizi tekrar haberdar ederim Melek Hanım. “ diyerek kapattı telefonu Doktor, haberi vermek için koridora yönelmişti.

Koridor

“Karın üç aylık hamileymiş “ dedi Kha. Aklıma ilk gelen, doktor köşelerinde harcadığımız zamanlar oldu; üç ayrı doktordan aldığımız, üçünde de, kısırlığımı onaylayan doktorların, mutlulukla imzaladıkları raporlar ve doktorların herbirinin “ Maalesef çocuğunuz olamaz “ demeleriyle karımın yüzünde oluşan hayal kırıklığı. Nasıl olmuştu diye düşüncelere girmeye gerek kalmadan anlamıştım. Yıllardır tanıdığım, en yakın arkadaşım olan Kha yapmıştı bunu. Başka kimse olamazdı, çünkü geçirdiği kaza da benden de önce, ilk o bulmuştu karımı ve benden sonra evimize en fazla giren çıkan oydu. Sanırım karıma da.
Daha sakin düşünebiliyordum. Başta dikkatimi çekmeyen eline gözüm kaydı. Sargılı olduğunu yeni fark ediyordum. “ Noldu sen de mi kaza geçirdin “ dedim. Elini farkettiğimi anlayınca daha da geri götürerek, “ İş kazası ya, o kadar mühim değil “ dedi. Zihnim, bir Çağhan Irmak filmi görmüşcesine düşüncelere dalıp, gözüme, Kha’yla Sinem’in aynı arabada olduğu görüntülerini getiriyordu. Ama sinirlenemiyordum Kha’nın suratındaki saf ifadeye ve onca yıllık dostluğumuza bakınca, olamaz diyordum hala. Telefonum çaldı. “Ahmet, seninle konuşmak istediğimiz şeyler var, hastaneden çık, yolun direk karşısındaki Cafe’ye gel, Kha’ya belli etme, karının hayatı buna bağlı” dedi diğer uçtaki ince kadın sesi. Garip bir şekilde sakin kalmıştım, kadının son dediğine rağmen. Kafasını eğmiş üzgün bir şekilde bekleyen Kha’ya “ Sigaran var mı, şu anda ihtiyacım var gerçekten “ dedim. Kha kafasını bana çevirip, “ Tekrar başlamak için gerçekten uygun bir zaman, ama ben de bırakmıştım, hatırlıyorsun “ dedi üzgün bir gülümsemeyle. “ Ben aşşağıdan alıyorum, bişi istiyor musun “ dedim. “ Yok, gerek yok “ dedi tekrar başını aşşağıya eğerek. Hala bir de utanmadan benimle böyle muhabbet edebiliyordu, beni resmen sırtımdan bıçaklayan ve zamanında kardeşim dediğim bu adam. Hastaneden çıktım, yolun karşısındaki Cafe’ye doğru adımlarımı hızlandırdım. İçeri girdiğimde, en sondaki masa da oturan bir kadın bir erkek, bakışlarını bana çevirip ısrarla baktılar. Diğer dolu olan 2 masa da bir aile ve sadece bir erkek oturduğundan, en mantıklı görünen bir kadın bir erkeğin masasına oturmaktı. Karşılarına geçtim, erkek olanı saçlarını özenle jöleleyip hafif havaya kaldırmış, giydiği tişörtle birlikte, apaçilikle marjinallik arasındaki ince çizgide kalmış bir görüntü sergiliyordu. Yanındaki kadın da ondan 3 veya 4 yaş küçük duruyordu, gözlerinde sinsi bakışlar vardı. Daha ufak gibi görünmesene rağmen, daha dominant bir görüntü sergiliyor, burada herşeye ben karar veririm havası yayıyordu etrafa. “ Bizi süzmen bittiyse konuşalım artık, ne bahane sundunuz fazla zamanımız var mı geri dönene kadar “ dedi ince fakat baskın sesiyle kadın. “ Sigara alıcam dedim, açıkcası umrumda değil zaman meselesi, beni tanıdığınıza, yanımda Kha’nın oturduğunu bildiğinize ve onu da tanıdığınıza göre burda beni aşan olaylar görüyorum. Ne istiyorsunuz, daha da önemlisi karımla ilgili ne biliyorsunuz? “ dedim. Erkek olan, “ Öncelikle tanışalım, ben Embi, kız arkadaşım da Melek “ dedi, uzun ve iri elini uzatıp. Aklıma, eli bu kadarsa siki kesin çok büyüktür bu piçin denklemi geldi, ama bu düşünceyi hemen attım, sonuçta batıl bir inançtı bu. Merhabalaşma faslı bittikten sonra, “ Şimdi, doğrusunu söylemek gerekirse, karınla ilgili bildiğimiz birçok şey var, ancak bunların içinde onun hayatını kurtaracak herhangi bir şey yok ve büyük ihtimalle onu kaybedeceksin “ dedi Melek, sesi ne titriyor, ne herhangi bir duyguya kapılıyordu, karımın hayatının onun umrunda olmadığı açıkça görülüyordu. Elini çantasına attı, içinden, devlet kademelerinde kullanılan, sarı büyük bir dosya çıkardı, üzerinde top secret yazısı eksikti birtek. Bana uzattı. “ Bu dosyayı Temeci’den aldık. Temeci’yi ilerde tanıyacaksın büyük ihtimalle. İçinde Kha ile Sinem’in fotoğrafları var, ki sana bunları göstermemize gerek yok sanırım, sen de anlamışsındır. Dosyanın içinde bir de silah var gördüğün gibi, sizin oraların yöntemiyle mendile sarılı vermiyoruz ama anlamışsındır bununla da ne yapacağını, Kha’nın işini bu silahla bitireceksin. İşini bitirmeden önce, etrafta kimsenin olmadığından emin ol, onun suratına da fazla bakma, anlaşılabilir, göğsüne ateş etme, kafasına nişan al eğer tamamiyle öldüğünden emin olmak istiyorsan, tek mermi yeter, ki bir İbrahim Tatlıses olduğunu zannetmiyorum Kha’nın, mermiye kafa attıktan sonra yaşasın, işini bitirdikten sonra da Sinem’in doktoru seni güvenli bir şekilde oradan çıkarıcak, silahınla birlikte bizim yanımıza, otoparka getiricek, sonrasını geldiğinde konuşuruz. Biliyorum bir anda böyle bir şeyle karşına geldik, ancak şunu bil ki, Sinem’de, Kha’da artık senin karın veya arkadaşın değil, onlar seni kandırdı ve sana ihanet ettiler. Bu şekilde bir ihanet elbette cezasız kalmamalı, ve bu cezayı senden başka hiçkimse vermez. Sana, bu işteki en büyük paya sahip olan Kha’yı öldürme, sonrasında da hiçbir şekilde ceza almama imkanı sunuyoruz. Bir daha bu fırsatı yakalayamassın, silahı yanına al yolda düşünürsün “ dedi Melek. Aklıma düşünceler gelmeden önce, silahı pantolonuma sıkıştırıp Cafe’den çıktım. Bu işin bu şekilde ciddileşmesini geçtim, insan öldürmeye kadar varması karşısında şok olmuştum. İçimden Kha’yla konuşmak geçiyordu, ama yaptığı şeyi kabul etmeyeceğini biliyordum, sonuçta kimse kabul etmezdi, ve tek başına kaldığı için inkar etmesi daha kolay olacaktı.
Hastaneden içeri girdim. Merdivenlerde, hala aklımda bir fikir yoktu. Sonra Kha’yla Sinem’in fotoğrafı geldi gözümün önüne, ilk defa gördüğüm bir yatak odasının ilk defa gördüğüm bir yatağında sevişiyorlardı. Sinirlenmiştim, öfke kontrolü derslerimi hatırladım, ancak o ikisinin görüntüsü gözümün önüne geldikçe başka bir şey düşünemiyordum, fotoğrafla bu yaptıklarını görmeseydim belki de yapacağım şeyi asla yapmazdım.

Hiç yorum yok: