-----Kumar Masası'ndan 5 gün önce-----
"Şimdi tam olarak baştan anlat bakalım sen şu planı,tabi bilmediğimiz taraflarıyla beraber."dedi Oğuzhan.Tezgahlardan birine dayanmış,yeri seyrediyordu.Rıdvan iki adam tarafından kıskıvrak tutulmuştu,göğüs kafesi bu iki adam arasında sıkışmıştı,doğru düzgün nefes alamıyordu."En azından silahı indirdi."diye düşündü,biraz rahatlamıştı.Oğuzhan silahı indirmişti ama elinden bırakmamıştı.Arada bir kabzasını sıkıp bırakıyordu,silahın dayanıklılığını test edercesine.Bakışlarını yerden bir süreliğine kaldırdı,Rıdvan ile göz göze geldiler.Rıdvan ölümün kendisine ne kadar yakın olduğunu bütün kıl diplerinde hissetti.Planı yeniden anlatmaya başladı.Bu süre için de herkes susmuştu.Koca mutfakta Rıdvan'ın sesi duvarlara çarpıp geri dönüyordu.Bir süre sonra sesine yabancılaştığını hissetti.Sanki bütün duyduklarını başkası anlatıyor.O sadece dinlediği adamı dudak hareketleriyle taklit ediyordu.Sonunda planı anlatmayı bitirdi,sustu.Şimdi dikkatlice Oğuzhan'a bakıyordu.Adam aniden silahı kaldırıp ateş etse,şu durumda yapabileceği hiçbir şey yoktu.Oğuzhan bakışlarını tekrar kaldırdı Rıdvan'a doğru"Yani sen diyorsun ki o masada oturacak herkesin sonu hazırlandı.Oradan bir baba çıkacak ve o en büyük olacak."dedi.Rıdvan bir yandan başıyla onaylarken diğer yandan"Hepsinin ölümü hazır,yani siz oraya gitmeseniz de o adamlar ölecek.Ozan Bey de onlardan topladığı güçle sizi ortadan kaldırmaya girişecektir."dedi.Oğuzhan tek kaşını kaldırarak"Vaay.Sahibinin kazanacağından eminsin demek.Peki ben diğerlerine haber verirsem ve hep beraber Ozan'ı ortadan kaldırırsak ne olacak?"diye sordu.Rıdvan Oğuzhan'ın yüzünden bu gereksiz konuşmayı bir an önce bitirmek istediğini hissetti.Konuşmaya devam etmelilerdi,yoksa Rıdvan sonunun geleceğini biliyordu."Ozan Bey sizin diğerlerine haber verdiğinizi öğrenirse derhal kaybolacaktır ve sanıyorum ki sizin hepinizin gücü Ozan Bey'i bulmaya yetmeyecektir.Üstelik bu komplo haberini kaç kişiye inandırabileceksiniz?Ozan Bey bir danışman,siz ise pek diplomatik yeteneğinizle ün yapmış biri sayılmazsınız.Bence bu fikirden vazgeçin."dedi.Onu kızdırmaya çalışmakla doğru bir şey yapıp yapmadığından emin olmamakla beraber başka da bir şansı yoktu.Ozan Bey hakkında söyledikleri doğruydu ve bunun farkında olan Oğuzhan Ozan'la ilgili her doğruda sinirlenecekti.Oğuzhan Rıdvan'ın susmasıyla geri dönen gergin sessizliği derin bir nefes vererek bozdu."Onları şüphelendirsem bile yeterli olacaktır.Üstelik Ozan'ın ortadan kaybolması işimize gelir,onu dünyanın dört bir yanında kovalayacak değilim,sadece İstanbul'u terketsin."dedi.Ancak verdiği cevaplar karşısında şimdi belli belirsiz sırıtmakta olan bu köpeğin söyledikleri yanında oldukça küt ve yetersiz kalmıştı.Rıdvan"Ozan Bey'i yıllardır tanıyor olmanıza rağmen onu fazla küçümsüyorsunuz.Onun İstanbul'u ya da ülkeyi terketmesi bir şey değiştirmeyecektir.O yine emir vereceği insanlara telefonla ulaşacaktır ve siz bu kez her daim tehlikede olacaksınız,çünkü karşılık verme şansınız olmayacak.İnanın bana Ozan Bey'i son kez göreceğiniz yer o otelin salonu olacaktır."dedi.Oğuzhan Rıdvan'ın son söylediklerini otuz saniye kadar düşündü,daha sonra çenesini hafifçe yukarı doğru kaldırarak"O zaman şöyle yapalım.Siz ikiniz..."dedi Rıdvan'ı tutan adamları göstererek"Bu adamı Monte Carlo'ya götüreceksiniz.Gözünüzü bu adamın üstünden ayırmayacaksınız.Onun korumalarıymış gibi davranın.Bu adam hiçbir telefon,bilgisayar veya haberleşme cihazına erişemeyecek.Güvercin'e dokunursa avlayın,ateş yakarsa üstüne işeyin.Telefonunu ver şimdi bana."dedi tabancayı Rıdvan'ın alnına dayayarak.Bir kısa mesaj yazıp,gönder tuşuna bastıktan sonra."Oldu."dedi."Ozan senin Monte Carlo'ya gittiğini ve iş üzerinde rahatsız edilmemek için kimseyi aramayacağını biliyor."Sonra telefonu kapattı ve kendi cebine attı.Rıdvan"Ne tesadüf,ben de tam olarak böyle çalışırım."dedi."Seni uyarıyorum,sözümden çıkma,belki yaşama şansın ola
-----Bu Gece-----
Ben ve Uğur Bey üstümüze gelen kurşunlardan kaçarken Oğuzhan,Ozan ve Rıdvan arkamızdan kapıyı kapatmış,sessizce birbirlerine bakıyorlardı.Oğuzhan ile Rıdvan omuzlarıyla kapıya dayanmışlardı,Ozan ise tam kapının karşısındaydı.Silahların bırakıldığı dolaba daha yakın olan Rıdvan son tabanca için aniden sağa doğru atıldı ama Oğuzhan onu omzundan çekip kaşına bir sol direk oturttu.Rıdvan arkasındaki duvardan sekip Oğuzhan'ın üzerine atıldı ve yerde boğuşmaya başladılar.Rıdvan rakibine oranla gayet sıska vücuduyla Oğuzhan'la baş etmekte zorlanırken Ozan onların üzerlerindeki takım elbiselere ve taşıdıkları statülere bakmaksızın döndükleri doğs durumunu kayıtsızca izlemeye devam ediyordu.Oğuzhan Rıdvan'ı üstünden atmak için onu yakasından tuttu,iki adam dolaptan uzağa yuvarlandılar.Oğuzhan şimdi üste çıkmıştı, Rıdvan'ı etkisiz hale getirmek öncekinden aşağı kalmayan bir yumruğu daha suratına indirdi.Rıdvan suratını tutarak acı içinde kıvranırken Oğuzhan ayağa kalktı ve kendisine doğru uzatılmış tabancayla burun buruna geldi.Ozan sakin bir sesle"Bu kadar yeter.Lütfen şimdi salona geri dönelim Oğuzhan Bey.Rıdvan Bey iyi misiniz?"dedi.Rıdvan'dan onaylayan bir inilti geldi."Güzel."dedi Ozan ona cevap olarak."Lütfen ayağa kalkın ve bize katılın."Rıdvan ayağa kalktı,burnunu tutarak salona geldi ve bir mendil için sağa sola bakınmaya başladı.Oğuzhan "Silahın sende olması hiçbir şeyi değiştirmez,adamlarım alt kattalar,buradan her türlü ölü çıkacaksınız."dedi.
Salondan çıkıp kurşunları yemeye başladığımızda ileri doğru koşmaya başladım.Bir şekilde yukarı çıkıp Baran Bey'i uyarmalıydım.Silahlı adam Uğur Bey'in peşine takılmıştıı.Eğer Baran Bey her nasıl olmuşsa da bu silah seslerini duymamışsa ona haber vermeli,adam çağırmasını sağlamalıydım.Asansörün güvenilir olmadığını düşünerek merdivenlerden yukarı koştum.Baran Bey'in olması gereken odaya vardığımda kapının aralık olduğunu gördüm.Duvara yapıştım,silahımı çıkardım.Temkinlice kapıya doğru yaklaştım.İçeriden en ufak bir gürültü bile gelmiyordu.Silahımı takip ederek odaya girdiğimde Baran'ın yataktaki cansız bedeniyle karşılaştım.Bu sahne bana burayı bir an önce terketmem gerektiğini şiddetle hatırlatmış oldu.Peki ama nereden kaçabilirdim?Mutfak kapısı bunun için uygun bir yer gibi gözüktü birden.Oğuzhan Bey'in adamları gün boyu o kapının önündeydiler,gireni çıkanı kontrol etmişlerdi,eğer hepsi çatışmaya gitmediyse orada hala bir iki koruma olabilirdi.Dikkatlice merdivenleri inmeye başladım.Lobiye vardığımda ışıkların tamamen sönmüş olduğunu gördüm.Yine de otel kapısının önündeki ışıklar içeriyi yeterince aydınlatıyorlardı.Mutfağa doğru hızlı ve sessiz adımlarla ilerledim.Mutfaktan içeri girdiğimde ise tam anlamıyla dumur olmuştum.Oğuzhan'ın 20 kadar silahlı adamı mutfakta tıkış tıkış beklemekteydiler.Onlardan uzanan namlular istemsiz bir şekilde kollarımı kaldırmama neden oldu.Arkadan biri "Vakit geldi,tutun şunu,yukarı çıkıyoruz."dedi.Bir adam kollarımı arkadan kenetleyerek bana ayaklı bir kelepçe oldu.Hep beraber istikamet tekrar yukarı şeklinde ilerlerken mutfakta benim tevkifimi emreden ses bu kez"Siz burada kalın."dedi,bir kaç adamı lobinin göbeğinde bırakıp yolumuza devam ettik.Salona geri dönmüştük.Neler olduğunu gerçekten çok merak ediyordum.Salon kapısı açıldığında ise bu merakım ikiye katlandı.Ozan Bey elindeki silahı Oğuzhan'ın kafasına dayamıştı,biraz ötelerinde Rıdvan ise elinde kanlı bir mendille yerde oturuyordu.Oğuzhan ile Rıdvan son derece bitkin görünüyordu,fakat Ozan Bey gelişmelerden bu kadar etkilenmemişti.Kapının eşiğinde duraklayan konvoyumuza sakince "Yaklaşmayın."dedi.Oğuzhan"Buradan çıkışınız yok!"diye bağırdı Ozan'a doğru.Ozan sükunetini sürdürerek"Sence onları ikna edemez miyim?"diye sordu Oğuzhan'a.Oğuzhan"Bu adamlar benden başka kimseye hizmet etmez.Bu adamların bana can borcu var."dedi hiddetle.Tam o sırada birden arkamda kilitli duran bileklerim gevşedi ve beni tutan adam ruhunu teslim ederek yere yığıldı.Ozan"İyi o zaman,bugün borçlarını ödeyecekler."dedi
-----Kumar Masası'ndan 5 gün önce-----
Rıdvan Ozan'ın kendine tahsis ettiği arabayla Oğuzhan'ın yanına giderken aklına gelen fikri uygulayıp uygulamamak konusunda kendisiyle kavga ediyordu.Çok fazla şey riske atılacaktı,insanların duyguları işin içine katıldı mı asla sonuca güvenemiyordu.Bunca gezdiği sene insan duygularını kontrol edebilen ve onları da matematiksel kesinliklere oturtabilecek ustalıkta insanlarla tanışmıştı ama o hep bu alandan uzak olmuştu.Poker masasında işte bu insanlara kaybediyordu paralarını.Kartlarla değil,insanlarla oynayanlara.Bu alana geçmek için bunun bir fırsat olabileceğini düşündü.Müthiş bir başlangıç olurdu gerçekten.Biraz da bunun heyecanıyla telefona sarıldı."Ozan Bey,sanırım Oğuzhan'ı planımıza nasıl dahil edebileceğimiz konusunda iyi bir fikrim var.Önümüzdeki 5 günde benden haber alamazsanız lütfen endişelenmeyin.Siz sadece Kadir Bey'in o adamları bulmasını sağlayın çünkü ben tamamen Oğuzhan meselesiyle uğraşıyor olacağım.Ayrıca Kadir Bey'e söyleyin adamlar daha çok hedef için hazırlık yapsınlar."dedi.Telefonu kapattı.
-----Bu Gece-----
Alp çatıdan indi ve asansörü çağırdı.Asansörün tehlikeli bulunup kimse tarafından kullanılmayacağını tahmin edebiliyordu ama yine de temkinliydi.Asansör katları hızla aşarak son kata vardı.Alp asansöre girdi.Kendisine söylenen katın düğmesine bastı.Asansör o kata varıp kapı açıldığında elinde bir spor çantayla nefes nefese bir Gökhan içeri girdi."İki kat bile çıkamıyorum artık şu sigara yüzünden."dedi ve kapı kapandıktan sonra asansörün stop düğmesine bastı.Yere eğildi,çantayı açtı.Alp"Vaay,susturuculu,dürbünlü falan,çok iyiymiş."dedi çantaya eğilirken.Gökhan"İstersen lazerleri de var,bu adamlar işlerini halletmemiz için gereken bütün şeyleri verebilirler bize."dedi.Alp Gökhan'a bakarak"Sen bu işten sonra da patron için çalışmaya devam edecek misin?"diye sordu.Gökhan yaptığı işten bakışlarını kaldırmadan"Biz bu adam için burayı hallettikten sonra,bize paramızı ödeyecek uzaklaşmamıza izin verecek.Fakat en beklemediğimiz anda bizi de ortadan kaldıracaktır.Bu adam buradan imparatorluğunu kurarak çıkmak istiyor ve onu kurarken yaptığı işlere ortak veyahut şahit kimsenin varlığını sürdürmesine izin vermeyecektir.Aşağıda masada oturan kendi elemanının bile canını çoktan almış olabilir.Bu adamlar böyledir.Mezarını inşa ettiren Cengiz Han hesabı."diye karşılık verdi ona.Alp "O zaman ne yapacağız?"diye sordu ona tedirginlikle.Gökhan şimdi ona bakmaya başlamıştı"Ben diyorum ki aşağıda önümüze gelen herkesi temizleyelim.Daha sonra parayı alır bölüşürüz.Ben gelmeden önce diğer elemanla gizlice buluşup konuşmuştum.O kabul etti sen ne diyorsun?"dedi.Alp hiç düşünmeden"Madem öyle diyorsun,o halde ben de varım."dedi.Silahların hazırlığı bitince salonun olduğu kata inmeye başladılar.İkisi de sadece birbirlerinin nefes alış verişlerini duyuyordu.Asansör hafif bir "dınn" sesiyle hedefine vardı,kapı açıldı.Alp önden çıkıp dizinin üzerine çöktü,gözünü dürbüne dayadı,garanti olsun diye lazeri de açtı,kapı eşiğinde duran adamlardan ortadakini ensesinden avladı."Bravo lan!"dedi Gökhan gülerek.
Beni tutan adam yere devrilir devrilmez kendimi yere doğru attım,çünkü koridorun tam karşısında iki m-4 carbine kapının önünü cehenneme çeviriyordu.Kapının önünden sürüklene sürüklene tekrar salonun içine varmıştım fakat bu kez de eli silahlı bir Ozan Bey'in rehin aldığı iki adama üçüncü olarak katılmış oldum.Oğuzhan'ın adamları baskından sonra toparlanmış,koridorun sağına ve soluna dizilmişler,otomatik tüfek sahipleriyle cebelleşiyorlardı.Ayağa doğru kalkmaya yeltenmedim,çünkü Ozan'ın buna izin vermeyeceğini biliyordum.O yüzden ben de diğer rehineler gibi oturur konuma geçtim.Oğuzhan son derece sinirliydi,Rıdvan'ın ise tek umursadığı burnu gibiydi.Ozan Bey"Bu gecenin sonu geliyor,sanırım artık size veda zamanı Oğuzhan Bey."dedi ve her zamanki kibarlığına aykırı bir şekilde karşısındakinin cevabını beklemeden Oğuzhan'ı göğsünden üç el vurdu.Ben bütün bu vahşetin nedenini hala anlayamamıştım."Niye?"diye sordum.Ne Ozan,ne de Rıdvan bana cevap verdiler.Ozan Rıdvan'a dönerek"Evet Rıdvan Bey intikamını alma vaktin geldi."dedi ve silahı ona doğru uzattı.Rıdvan önce silaha sonra daha uzunca bana baktı."Sadece parayı alıp gitmek istiyorum,ben vazgeçtim."dedi.Ozan"Nasıl vazgeçersin?Yıllardır beklediğin intikamını alma fırsatını veriyorum sana,üstelik senin yapman gereken işin yarısını ben yaptım bile."dedi bir yandan Rıdvan'a doğru eğilip silahın namlusuyla Oğuzhan'ın cesedini gösterirken."İşini yapmadan parayı almayı bekleyemezsin."Sesi her zamanki gibi sakin ama son derece tehditkar geliyordu.Rıdvan"Ben yapmam gerekeni fazlasıyla yaptım,sen kazandın işte daha ne istiyorsun.Hazır elin değmişken onu da vur.Ne farkeder ki?Ben sadece paramı alıp gitmek istiyorum"dedi bıkkınlıkla.Ozan yerinde doğruldu"Bu planda elimi kirletmek gibi bir durumu hiç öngörmüyordum ama böyle durumlarda planlara yüzde yüz sadık kalmaya çalışmak hatadır zaten."dedi.Gözlerimi sıkıca yumdum,ne uğruna öldüğünü bilmeden öleceğini bilmek gerçekten boktan bir durumdu.Bir el silah sesi sonrası Rıdvan kafasında oluşan yeni delikten çıkan dumanlar eşliğinde oturduğu yerden geriye ayakucuma devrildi.Ozan"Şimdi de sıra sende Numancığım.Özür dilerim ama böyle olması gereki..."dedi ama bir anda arkamdaki bir görüntüye takılarak durakladı.Kafamı geriye çevirdiğimde ikisi m-4'lü biri uzi'li üç adam silahlarını Ozan'a doğru kaldırmış,bekliyorlardı.Ozan"Bu kadar yaklaşmışken olmaz ki ama!"diyerek ayak üstü küçük çaplı bir sinir krizi geçirdi.Adamlar iki saniye sonra Ozan'ı kevgire çevirdiler.Uzili adam"Yetişmeseydim gidiyordunuz,hey!"dedi.Diğer ikisi başlarıyla onayladılar.Sonra başımda toplandılar."Çantalar nerede?"dedi kasketli olan.Elimi kaldırarak arkadaki dolabı gösterdim.Bana ne yapacaklarından emin gibiydim.Ama yine de içimde çok küçük bir ümit vardı.Dolaptan çantaları çıkartan kar maskeli herif."Bunu ne yapacağız?"dedi.Kasketli olan"Patronun taktiği kullanacağız.Arkada şahit bırakma."dedi ve iki adam silahlarını bana doğru kaldırdılar.Kafamda zonklayan on binlerce çan sesiyle yere yığıldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder