Goğhan kalk bi yüzünü yıka!




Yazık olmuş karakterimin bana isyan edip başka bir zihne transfer olması,çok güzel yollara baş koyacaktık onunla beraber,ama o herhalde daha sakin bir hayat yaşamak için castor'un beynine iltica etti.Doğaldır,yazar yılda en fazla 2(iki) defa yazdığı için pek kullanılmak zorunda kalmaz kurgusal karakterler,bir ara gaza gelir böyle dersin ki blog ortamının amına koyacak,döner yuvasına,bir süre ortalarda görmezsin,sonra görür sorarsın "ee edebiyat aslanı,ne oldu?" "yaa bloga nasıl giriliyor ben bulamadım,sen en iyisi beni yeniden davet et"der.Hayalkırıklığı.Bu adamın kafasındaki tüm kurgusal karakterler size sesleniyorum,bulacağınız tek şey hayalkırıklığıdır.Castor benim yazdıklarıma dair posta gazetesinde yer alır demiş,alsın.Posta bugüne bugün Türkiye'nin en çok tiraja sahip gazetesidir.Berber ve asker gazetesidir.Benim kabulümdür Posta'da yazar olmak Kesdensagadon.blogspot.com'da Castor gibi yazar olamamaktansa.Hem kendisi okur sayımın az olduğunu söyleyerek dalga geçmiştir benimle,iyi bir cevap olur herhalde.Kumar Masası adlı yazıma gelince yazarken zevk aldığım bir yazı dizisi olduğu için bunu bir görev gibi derhal değil de,zevk alarak yazmaya çalıştığımdan dolayı arada böyle boşluklar bırakmış oluyorum(Ayrıca yazıma ilham kaynağı olanlara buradan tekrar teşekkür ediyorum).Her ne kadar castor'umuz Gökhan karakterinin kendi zihnine kaçtığını ve orada mutlu olduğunu söylese de ben Gökhan'ı kullanmaya devam edeceğim.Karakterin bana acıması ise anlamsızdır çünkü hikayede onu istediğim konuma getirebilirim,mesela Gökhan'ın saklanırken neler yaptığına dair bir şeyler kafamda oluşmaya başladı bile.Evet Avrupa'nın Ankara'sında yaşıyor olabilirim,bir parkta hayatımı idame ettirmek zorunda kalıyor olabilirim,ama o bile emin olun şu an castor'un yaşadığı yurttan daha konforludur.En azından bir yere gitmek için parkta kimseden izin almak zorunda kalmayışım bunun açık bir göstergesidir.Gökhan karakteri benim zihnimdeyken ekmekle,suyla,ucuz şarapla(ama kalitesiz,asla!) gül gibi yaşarken,şimdi castor'un zihninde kalitesiz sigaradan dolayı kanser tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.Kurgusal Gökhan'ı taksit taksit kesecekler, ağaç gibi budayacaklar anlayacağınız.Castor elinde bir somun ekmek bir şaşal su köyümün girişinde beklesin beni,ben fötr şapkamla ve tahta bavulumla yürürken Ankara'ya doğru ona bir iki paket iyi sigara ayarlamaya çalışırım.Sonuç olarak yarattığım kurgusal karakter Brüksel'deki bir parkta yaşamayı bırakıp Ankara Üniversitesi'nin dandik yurtlarından birine yerleşmiştir ve bundan mutluluk duymaktadır.E insanın nerede mutluluk duyacağını söylemek bana düşmeyeceği için buradan kendisine "güle güle"demekten başka bir şey yapamıyorum.Castor'a ise Ankara'ya bu kadar kızmamasını,kızıyorsa da bunu yazıya dökmesini salık veriyorum.Ona da bir cevap yazarız.İyi günler.

Hiç yorum yok: