Telefon

Öğretmenler zili çalmıştı,artık içeri girmesi gerekiyordu.Fakat sigarasını hala bitirmemişti.Hafif çiseleyen yağmurun altında elleri titrerken son nefesini izmariti yakana kadar çekti.Pencere mazgallarının arasına yavaşça tüten izmariti bıraktı,karşı duvardaki kameraya bir selam çaktı ve müdür yardımcısı etrafta sürtmeye başlamadan çekip gitti.Yukarı doğru çıkarken rüzgarın da biraz etkisiyle öksürmeye başladı.Bu öksürük üst katta gezenleri sınıfa sokmaya çalışan müdür yardımcısının dikkatini çekti.Adam çocuğa:

-Soksana gömleğini içeri
-Bana mı dediniz hocam??

Şimdi adamın çenesinden saç diplerine kadar kızarmış,hafif kel olan ön kısmından mor bir damar fırlamıştı.Bu görüntüyü memnuniyetle izledi fakat gülmemek için dudağını ısırdı.Adam ona yaklaştı ve elini kaldırdı:

-Ne diyosun lan sen??
-Pardon hocam herkesin göleği dışarıda da,ondan şaşırdım.
-Yürü sınıfınaaa...

Müdür yardımcısının şehlalığı bütün okulun alay konusuyken,adamın bu durumdan haberdar olması işleri sadece daha da güzelleştiriyordu.Sınıfa girdiğinde tek düşündüğü bir an önce okulun bitmesi ve yatakhanedeki yatağına yatmasıydı.Biraz sonra beyaz önlüğü ve olabildiğince atikliğiyle kimya hocası girdi içeri.Yine o müthiş şivesiyle derse ivedilikle başladı.Ona önceleri komik gelen bu şive zamanla kulağını yırtmaya başlamış ve zaten yeterince işkence olan kimya dersine tüy dikmekten başka bi halta yaramamıştı.Zaten çakacaktı kimyadan sene sonunda.Çenesini sıranın üzerinde bağlı olan kollarına dayadı ve etrafa bakmaya başladı.Yine test çözenler,geyik yapanlar ve sıranın altından mesajlaşanlar...FAKAT BİRDEN!!!

İnanılmaz bir şey görmüştü.Ders başlayalı 10 dakika olmasına rağmen böyle bir şeyi nasıl yeni farkettiğine şaşırıyor,kendine kızıyordu.Dudağını koluna yapıştırıp,bastırılmış bir "uffff" koyuverdi ve ayak parmak uçlarına kadar titredi.Bunu gördüğünü o an okuldaki herkesin bilmesini istedi,bir kale fethetmiş gibi hissetti kendini adeta ama bir yandan da bunu başka kimsenin görmesini istemiyor,görüntüye bir "kıymetlimiss" edasında yaklaşıyordu.Sağ ön çaprazında test kitabına doğru eğilen kız ona farkında olmadan büyük bir seyirlik izletiyordu.Kızın belinin üstünden gri pantolonun derinliklerine doğru inen siyah bir ip onun uykusunu kaçırmaya yetti.Şimdi dersin hiç bitmesini istemiyordu.Çaktırmadan bir kıza bir de etrafa bakıyordu başka kimse farketti mi diye.Herkesin kendi dalgasında olduğunu görünce yeniden gözlerini kıza doğru çevirdi.Daha önce yüzlerce kez konuştuğu bu kıza bir daha aynı gözle bakamamak,onu bir arkadaş olarak kaybetmek o an afedersiniz sikinde bile değildi,daha sonra bunu düşündü mü bilmek imkansız...O sadece anı yaşıyordu,dünyada her canı sıkılmış erkeğin yapacağını yapıyordu,ona göre tamamen suçsuzdu.Nefes alış-verişleri hızlanmıştı,kıza aşık olduğunu düşünmeye başlamıştı...
Böyle karmaşık duygular içindeyken birden kulağının tırmalandığını hissetti:

-Oğlum,kalk tahtaya yap şu soruyu bakayım

Kızdan zar zor gözlerini aldı,kafasını kaldırdı,mallaşmış bir ifadeyle hocanın suratına bakıyordu.Hoca bir daha seslendi ama o kıza döndü.Derken hafif görüntü kaybı yaşayan gözleri netleşti ve kızın kendisine bakan yüzüyle karşı karşıya kaldı.Hoca bir daha:

-Oğlum duymuyor musun kalksana

Hocanın uyarısını alan beyni aynı anda ona korkunç bir gerçeğin daha sinyallerini vermekteydi.Maalesef tanga sadece onun uykusunu kaçırmamıştı:

-Hocam kalkmasam.
-Ne demek kalkmasam,kalk yap işte al tebeşir
-Hocam yerimden çözsem?
-Kalk bakiim çabuk!!

Artık kurtuluş yoktu,bütün gözler onun üstündeydi.Sözlü notu sevdasına ayaklanmaya başladı ve bir umt ani bir hareketle yana iteledi.Tahtaya koşar adım gitti sırtı dönük soruya bakmaya başladı fakat soruyu resmen görmüyordu,aklı tamamen uçmuştu.Gözünü her kırptığında karanlıkta benliğinde o şeytan icadı oluşuyordu.Hala süren ereksiyonu ise durumu kolaylaştırmıyordu.Hoca:

-Noldu çözemedin mi??
-Yok hocam.
-O cebindeki ne senin?
-Bir şey yok hocam.
-Olur mu canım o ne yan durmuş

Yüzü kızarmışmıydı farkında değildi,bir çare düşünmesi lazımdı.

-Hocam..şey...yan durmuş...telefon

Kimya hocası artık sırıtıyor,açık açık onunla dalga geçiriyordu,sınıfın arka tarafından biri "ohaaa" diye bağırınca "hocam..tuvalet" dedi ve onay beklemeden dışarı çıktı.Bir yandan sınıftakilerin onunla nasıl dalga geçtiğini düşünüyor bir yandan da önünü göremez halde ilerlemeye çalışıyordu.Bir baktı ki ayakları onu keşhaneye getirmişti.Yere çöktü,kan dolaşımının yavaşlamasını bekledi.5 dakika sonra zil çaldı,asıl şov şimdi başlıyordu...

Devam Edebilir...

1 yorum:

havyarsız dedi ki...

based on a true story midir bu acep? devam edebilmeli..