Tartışma (1)

Her şey yaşanmıştı ama hiç böylesi olmamıştı. Sinirden köpürüyordum. Öylece koridorda kalakalmıştım. Belki de evde hala çınlıyordur o kapı çarpış sesi. Dişlerimi sıkmaktan yanağımdaki kaslar ağrımıştı. Normal düşünemiyordum. Çok bir şey düşünmek de istemiyorum sadece şuan ne yapmam gerekli onun farkına varabilecek kadar düşünsem bile yetecekti. Bu durumun farkındaydım ama yinede düşünemiyordum. Bir yandan hiç kesilmeyen ağlama sesi, diğer yanda diş gıcırdatmalarım. Kendime zarar vermekten korkuyordum. Biliryordum şuan ne karar verirsem dönüşü olmayacaktı ;ama -lanet olsun ki- öfkem düşüncelerimi bastırıyordu. Evet, çıkmıştım odadan kapıyı çarparak koridora, kızmıştım! Hatta çıkmadan önce ne yaptığımı ve içerde eşimin ona kızdığım için mi yoksa ona bir şey yaptığım için mi ağladığının farkında değildim. Sadece onun anlattıklarını düşünüyordum. Düşündükçe kuduruyordum. Ağzıma kan tadı geliyordu. Engel olamıyordum bunlara.Bir çıkış yolu düşüneceğim zaman öfkem mani oluyordu buna. Ne yapmam gerektiğini bilmesem de ne yapabileceğimin farkında idim. Koridordaydım ve önümde iki kapı vardı. Biri dışarı; öteki, kapıyı çarpıp çıktığım odaya açılıyordu. Elim o iki kapıyı da açmaya uzanmıyordu başka bir yolu olmalıydı. Hayır biliyorum çıkmayacak dışarı. O benim çıktığım odadan çıkmayacak. Orada bekleyecek. Çıkmaya yüzü yok! Oysa bana yüklediği sorumluluk o kadar ağır ki, O iki kapı arasındaki gelecek o kadar uzak ki... Bense tam ortasında düşünmeye çalışıyorum ne yapmam gerektiğini. Bana yapacağım seçimin neler getireceğini, benden ise neleri alıp götüreceğini... Belki de bana yapılanın ne kadarını hazmedebileceğimi tartıyorum kendi kendime. Gücüm kalmadı. Bilmiyordum hiçbir şey bilmiyordum. Düşünemeden, sadece öfkenin yoldaşlığıyla bir yardım eli bekliyordum ümitsizce... (devamı gelecek)

1 yorum:

O. dedi ki...

hiç bana sorma şimdi; sen naparsan onu yapcam bende