"120 days of sodom"
"evet izledim"diyebilicem artık bu filmi soranlara.Sade'ın "yatak odası felsefesi" ni ve bir kaç öykü kitabını okumuşluğum ve üstüne düşünmüşlüğüm vardır kendi çapımda.Sade'ın y.o.f de yaptığı insan için din,siyasi yapılar vb.gibi olguların kurguladığı ahlakı sarsmak ve olaylı-diyaloglu bir şekilde kendi felsefesinin cinsel tutum üstünde yetkinliğini göstermekti.Kitapta rahibe adayı bir bakire bir kızın aklındaki cinsel davranışın üstünde bir hakimiyet kurulup bu kızın cinsel eğitiminin tekrar verilmesi gösteriliyor.Bolca ensest,threesome,biseksüel ilişkilerle örülü bir eser.Filmde ise şiddet ve tehdit le bunun yapılmak istenmesine şaşırdım ama sodomun 120 gününü okumadığım için açıkçası buna söyleyebilecek birşeyim yok.Faşizm den her nekadar hiç hazetmesemde filmde "Asıl biz faşistler,gerçek anarşistleriz" dierek ve filmde ötekileştirdiği farklı cinsel tatmin yolları seçenleri daha doğrusu faşizmi herneyse işte bu ikisini birbirine kararak bir faşizm eleştirisi yapıyor!Sosyo-ekonomik ve politik söyleme değinmeden ve gay,biseksüel kişilerin koprofili gibi fantazilerini ortaya koyarak "faşizmin gerçek yüzünün ortaya çıkarılıcağını" düşünmüyorum.Cümlenin sonundaki anarşistler kavramı zaten evlere şenlik.Hani kim kime ne nerden hesabı.Kaldı ki bu düşünceleri ortaya koyan Sade'ın "Ben bir libertenim,adi suçlu ya da katil değil."gibi bir söylemi varken kendisi Fransız Devrimi yanlısı hatta devrim sonrası yargıçlık yapmış ve ölüm cezası vermediği için bu görevden ayrılmak zorunda bırakılmış biri olmasını düşünürsek;cinsel zevkleri ortaya konan saldırgan,şiddet yanlısı kişiler üstünden faşist rejimin eleştirisini yapmak ki bu rejimin sona ermesinden 30 yıl sonra bana populistlik gibi geldi açıkçası.Gerçek kişilerde görünen seçim(veya fantazi herneyse) buna harmanlayıp ötekileştirmek yaptığı sığ hümanizma atıfının(kızların durumu kabullenememesi,oğlanların hüzünlü bakışları"insanlığın faşizmin altında ezilmesinin gösterilişiydi sanırsam") pek de cesur değildi bence.Sade insanın içindeki hedonist damarı yüceltirken bu film" ya bu ne ya,ıggghy felan"dedirtiyor.Yukarda yazıdığım Sade'ın sözlerinin uzun versiyonu da bu"Evet,ben bir libertenim,itiraf ediyorum,bu konuda akla gelebilecek her şeyi düşündüm;ama düşündüğüm tasarladığım şeyleri elbette yapmadım ve kesinlikle de yapmayacağım.Ben bir libetenim,adi suçlu ya da katil değil"Cesurluk demişken her ne kadar bu filmin yönetmeni öldürülmüşse de(r.i.p) bu kitapları 18.yy 2. yarısı monarşi Fransasında yazmak var i hayatının bilmem kaç yılını hapiste geçirip.Bir öneri:Bize öğretilen sınırları insanı bu film gibi epey zorlayan bir uslupla anlatan Yunan filmi "dogtooth" festival kapsamında izledim altyazı bulunabilinirse izlenesi
tam bir saçmalık
bu küçük beynimin içinde dolaşıyorum ve boş geçen günlerin birbiri üstüne binmesiyle beraber sanırım artık tamamiyle amerikan rüyasına kendimi kaptırmış durumdayım.Hayal kuruyorum, kendimi dizilerdeki insanlarla eşleştiriyorum ve o kocaman egomu bu kadar kolaylıkla alt edip kendimi 25 metrekareye hapsedebiliyorum.Geriçi egolarımızı neyle doyurmak en doğru olan gibi bir soru bile şu an varoluş olarak hatalı.hey sen gerizekalı, sen kendini hangi rüyanın içinde kandırıyorsun??Yoksa insanın tabiatının bu olduğunu kabullendin ve her neyse diyip yoluna devam mı ediyorsun.ben öyle yapıyorum.Ve ölüm denen şeye bikaç adım daha yaklaşırken belki birazdan da ölebileceğimi bildiğim halde sigaramı yakıp, dizimi izlemeye devam ediyorum.Daha asilce bir ego tatminine ulaşana dek şimdilik hoşçakal, dude.
random harfelere atıf
bir takım kafalar yaşandı
ÖTV
Ötv geçiçi bir süre için gelmiş bir vergidir ve hala devam ediyor olması bizim buna hiçbir tepki vermemizden asalak bir düzeneğin üzerimizden işlemesine izin vermemizden ötürüdür.
Ötv 1999 depremin sonrasında geçiçi olarak yürürlüğe konulan yasalarla getirilmiştir ve bir devletin aynı ürünü 2 kez vergilemesi kadar saçma olan bir durum yoktur ayrıca bu duruma başka yerde rastlamak çok güçtür.
Ötv 1999 depremin sonrasında geçiçi olarak yürürlüğe konulan yasalarla getirilmiştir ve bir devletin aynı ürünü 2 kez vergilemesi kadar saçma olan bir durum yoktur ayrıca bu duruma başka yerde rastlamak çok güçtür.
Ötv o kadar sinirlendirirki benim tüketim anlayışımızı saçma bir şekilde ayırmaya devam eder.Bunun yaparken de zengin fakir ayırt etmez.Bazı sektördeki ürünleri fiyatlarına zamlar durmadan gelirken bazı ürünler devlet tarafından zam almaz.Bazılarımızın cebine kelepir az vergili ürünler satışından kazandığı paralar girerken bazılarımız - bizim gibi ögrenci takımı- bir paket sigara alırken zorluk cekıyor cunku
yerli sigaraya uygulanan vergi yuzde 805 ı buluyor.
yerli sigaraya uygulanan vergi yuzde 805 ı buluyor.
Göz boyama amacıyla yapılan bazı ÖTV indirimleri maktu vergilerin artırılması dolasıyla fıyatlara yansıyor.Yuzde otuzlu Ötv indirimlerine gidilip halk kandırılırken yüzde yüzlük maktu vergi zammı uygulanıyor.
Bu ve bunun gibi birçok geçerli nedenden dolayı Ötv T.C vatandaşlarına sırtına vurulmuş bir semerdir.Kendini eşek gibi hissedenleri ayrı tutmak gerekirse eminim herkesin boşu boşuna verdiği paralardan sıkıldığına inanıyorum.Ben sinirlenmeye bile başlamışken insanların hala tepkisiz kalması inanılmaz.
Yeter Artık!
Ötv kaldırılsın.
başlığı sonradan yazdım pek bi önemi yok yazıyı içten yazdım ama(sahibinden.com da oto ilanı gibi oldu)
hepimizin dertleri var burası cepte.
hepimiz bazen onları gözümüzde fazla büyütürüz.
rakı şişesinin son damlalarını yudumlarken (tabiki sek =) hangimiz efkar yapmadık,sigaradan çektiğimiz o derin nefesi üflerken sabit bir noktaya bakıp kalmadık ki?
hepimiz de sormuşuzdur kendimize bu yaşta hala ergenlik tribi mi yaşıyosun lan yavşak diye.ya da arabesque mi takılcan lan şimdi diye.ben sordum en azından.
neyse sikerler.
sıkıntılar var.çözümler de üretilir.çözümler üretilirken yine sıkıntılar çekilir.şıp diye çözülen,tedrici,dolaylı yolları esgeçebilen bir çözüm çözüm değildir çoğu zaman.
hepimize bunlar olur da...hepimiz mi bizi en çok seven insanları en fazla üzeriz?işin içine sevdiklerimiz ve bizi sevenler girince de koyup götüne rahvan bi şekilde yollayamıyosun ki.
sevenin sikilip sikenin sevildiği bu habitatta bu iki rolü de sike sike oynuyosun ne kadar uzak tutmaya çalışsan da kendini.
lan size soruyorum.hepiniz bunları aklınıza getiriyo musunuz arada yoksa ben bikaç bölüm ardarda izlediğim ezel dizisi yüzünden mi böyle tuncel kurtiz edasıyla konuşuyorum kardeş?
herneyse freş esen ve daima sek (since lycee-1) kalın kardeşlerim.birbirimizi sikertmeden sevebiliriz umarım herbirimizi.hadi geçmiş olsun.o tarz.
hepimiz bazen onları gözümüzde fazla büyütürüz.
rakı şişesinin son damlalarını yudumlarken (tabiki sek =) hangimiz efkar yapmadık,sigaradan çektiğimiz o derin nefesi üflerken sabit bir noktaya bakıp kalmadık ki?
hepimiz de sormuşuzdur kendimize bu yaşta hala ergenlik tribi mi yaşıyosun lan yavşak diye.ya da arabesque mi takılcan lan şimdi diye.ben sordum en azından.
neyse sikerler.
sıkıntılar var.çözümler de üretilir.çözümler üretilirken yine sıkıntılar çekilir.şıp diye çözülen,tedrici,dolaylı yolları esgeçebilen bir çözüm çözüm değildir çoğu zaman.
hepimize bunlar olur da...hepimiz mi bizi en çok seven insanları en fazla üzeriz?işin içine sevdiklerimiz ve bizi sevenler girince de koyup götüne rahvan bi şekilde yollayamıyosun ki.
sevenin sikilip sikenin sevildiği bu habitatta bu iki rolü de sike sike oynuyosun ne kadar uzak tutmaya çalışsan da kendini.
lan size soruyorum.hepiniz bunları aklınıza getiriyo musunuz arada yoksa ben bikaç bölüm ardarda izlediğim ezel dizisi yüzünden mi böyle tuncel kurtiz edasıyla konuşuyorum kardeş?
herneyse freş esen ve daima sek (since lycee-1) kalın kardeşlerim.birbirimizi sikertmeden sevebiliriz umarım herbirimizi.hadi geçmiş olsun.o tarz.
geliyorum..geldim
30 haziran.
bu da beni sevenlere gelsin sevmeyenlere de mesajımdır
boşuna yorulmayın buroolar
mutluluğu satın alabilirsin. ama, onu alacabilecek olan nerede satıldığını bilemez; onun nereden satın-alınabileceğini bilenin de onu satın alabilecek parası olmaz...
tecrübe evet ama kesin değil...
tecrübe evet ama kesin değil...
fucking fantastic,you son of the bitch!
ccc Bacardi Gold ccc Rom ccc
İçmişim ben,
Sarhoşum ben,
Ne söylersen söyle aşığım;
Bu akşam bendensin sen...
Sarhoşum ben,
Ne söylersen söyle aşığım;
Bu akşam bendensin sen...
Bu kumsal bu deniz birini bekliyor gibi
Her dalgada acımazsızca yoruyorlar birbirlerini
Kimsesiz bir iskele direnirken aralarında inatla
Güneş oynaşıyor kumlarla umursamazca
Herkes için tanıdık bir yer aslında burası
sevdikleri sevildikleri hiç durmadan
Kumsalın üzgün misafirleri yalnız martılar
güzün sert rüzgarlarında gururla süzülüyorlar
Ağlaya ağlaya yazı cağırıyorlar durmadan
Kaya en rellanif ub!
Bu finaller ne ayak
Paran varsa ne kıyak
Bu final dönemi biter de
Oluruz sanki zıkgak.
O zaman beni yak kendini yak
Bir ışık gördüm parlak
Çalış çalış bitmedi
Olduk biz de kaklak
Paran varsa ne kıyak
Bu final dönemi biter de
Oluruz sanki zıkgak.
O zaman beni yak kendini yak
Bir ışık gördüm parlak
Çalış çalış bitmedi
Olduk biz de kaklak
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)