Nip / Tuck

İki gündür aralıksız nip/tuck izliyorum.Hal böyle olunca insan üzerinde düşünmeye başlıyor.Efendim,malumunuz dizi iki estetik cerrah olan Dr.Sean Mcnamara ve Dr.Christian Troy'un yaşadıklarını anlatıyor.Dizi bu iki şahsın dramından çok daha fazlasını içermektedir bence.Bir aileye sahip olan Sean güzelliğin her şey demek olduğu bir dünyada gelenekleri temsil ediyor.Günümüzün ihtiyaçlarına ve gereklilikleri onda neşter yaraları oluşturuyor.O da bunlardan kendini korumak için maskeliyor yüzünü.Öbür türlü acıya dayanamayacağını bilerek psikolojik bir anestezi uyguluyor kendine.Kapatıyor gözlerini,uyuyor.Christian ise New Age 'e uyum sağlamış durumda.Fakat bir yandan da geleneklerine özlem duyuyor.Bu ikilem arasında kalan Christian pek tabii olarak etkileniyor bundan ve o da tıpkı Sean gibi bir kaçış yolu arıyor kendine.Son model spor arabalar,pahalı kıyafetler ve tek gecelik ilişkilerle daha ilkel bir anestezi yöntemi olan şarap içmeyi uygun buluyor.Dizi ilerledikçe birbirine bu denli uzak olan iki insanın karakter olarak birbirine yakınlaştığını görüyoruz.İki suratta da öbürünün mimikleriyle karşılaşıyoruz.Çağımız insanının yaşadığı travma en natüralist biçimiyle gözler önüne seriliyor.İnsanların canı acıyor fakat herkes bir kaçış yolu buluyor.Modernlik bıçağını bir cerrah soğukkanlılığıyla en keskin yerinden göğsümüze indiriyor ve bize bundan kaçmak için kendimizi uyuşturmamız yönünde çeşitli alternatifler sunuyor.Bizim ise tek yapabildiğimiz bu alternatifler arasından bir seçim yapmak ve sonrasında ameliyatın başarılı olup olmadığını görmek için aynaya bakmak oluyor.Kısacası;kan görmeye dayanamayan izlemesin.

nip tuck-a perfect lie / fizy.

Sen

Köşeyi dönmek için tefeciyle anlaştım
Arkada bıraktıklarım için bir bavul dolusu ağustos böceğim var
Seni bulunca iyi davranmak isterim
Ağlarken ve yalvarırken bırakmam seni
Dağdan aşağıya bir ıslak bavulun içinde
Hızlı geçmiş bir evliliğin temposu gibi
Kendimi bir arada tutmak için gerekenden fazlam var
Sadece bir defalığına hafiften kontrolden çıktım
Sabahımı bölen çılgın rüyalarım var!
Her gün bir yakarış;Bu rüyalar hatıralarım gibi
Geç saatlerde ağaçların arasında gezinirken
Bu duruma uyan sözlerim var
Herşey ışık ve etrafındaki sese bağlı
Arkada bıraktıklarım için kuştüyü yatağım ve birkaç numaram var.

Asker çocuğu olmak

“Nerelisin?” ,”memleket nere?” tarzı sorular karşısında apışıp kalmak.Lan şimdi doğduğum ama ertesi gün beni götürdükleri şehri mi söylesem, en son taşındığımız yeri mi ,yoksa en güzel anılarımın olduğu yeri mi söylesem diye bir kararsızlığın belirdiği andır o an.Nüfus cüzdanınızda yazan yerde belki doğduğunuz gün hariç hiç bulunmamışsınızdır.En iyisi dedelerinizin nereden göçüp geldiğini söyleyip sıyrılmaktır.
Ailenizin tüm bireyleri farklı yerlerden gelmişlerdir.Nasıl bir araya geldiğinizi çözmek için baya zaman harcarsınız çocukken..
Askeri bir disiplin içinde yaşamak durumundasınızdır.Zaten genelde babanız askerse anneniz öğretmendir(o dönemde askerle öğretmenin evlenmesi sanırız ki modaydı sizinkiler de modayı takip etmiştir).Baba asker anne öğretmen olunca işiniz daha da zorlaşır.Hataya tahammül yoktur her şey planlıdır dışarıda gezerken de dikkatli olmanız gerekir.Zira biri yanlışınızı görürse X şunu yapmış diye bilinmez Y albayın oğlu yapmış diye bilinir.Y albayın sevimli çocuğu olarak akıllara kazınırsınız.Yaptıklarınız babanızı illa ki etkiler.
Her yeni şehirde eski şehrinizle anılırsınız.İzmir’de İskenderunlu çocuk Ankara’da İzmirli çocuksunuz.Yeni ortamdaki arkadaşlar hep geldiğiniz yeri sorar.
Hayatınızın ¼ ü taşınmak ve taşınmayı düşünmek ,planlamakla geçer.Taşınmadan önce arkadaşlarınızla daha çok zaman geçirmek istersiniz ama salonun kılıfına geçirilmesi gereken koltukları ve kırılmaması için kağıtlara sarılması gereken cam eşyalar buna izin vermez.Ayrıca yine o dönemde moda olduğunu düşündüğümüz salondaki vitrin vardır.L şeklindedir kapaklı bölümlerinde borcamlar ve yemek takımı raflarında babanızın gittiği yerlerden getirdiği biblolar ,ortasında mini bar tarzında içkilerin sergilendiği bölme vardır(o içkiler de planlı içilir biri bitmeden diğerinin açılması hoş karşılanmaz).Vitrin sizi her taşınmada parçalarına ayrılmak için bekler ve onları içi hava kabarcıklı plastik muşambalarla kaplarsınız.Oysa sizin isteğiniz o muşambadaki hava kabarcıklarını pıt pıt diye teker teker patlatmaktır.Ama anneniz yapma der, bu arada babanız ya işte ya da görevdedir.yine kaytarmanın bir yolunu bulduğunu düşünürsünüz ama o gerçekten çalışıyordur.
Yazları taşındığınız için ilkbaharlarınız koli ve koli bandı aramakla geçer.
Hemen hemen her sene okul değiştirirsiniz.Bir okulda iki sene üst üste okursanız kendinizi şanslı sayarsınız.12 yılda 11 kere taşınmışsınızdır.Liseyi yatılı okusun da yeri sabit kalsın bari çocuğun der aileniz.Yeni okul yeni ortam yeni dostluklar sevgiler sevgililer derken tayin haberi gelir ve onları geride bırakıp yenilerini bulmak için yeni denizlere yelken açarsınız.Bu konuda gittikçe başarılı olmaya başlamışsınızdır her ortama uyum sağlarsınız.Aynı isimli birkaç tane arkadaşınız vardır telefon rehberinizde mert-izmir mert-marmaris ,mert-çanakkale olarak kayıtlıdırlar.
Taşındığınız yeni yerde ilk zamanlar sıkılırsınız.Herkes birbirini tanır siz kimseyi tanımazsınız.Kantindeki muhabbeti kıyak asker abiyle herkesin muhabbeti vardır.Siz tanımıyorsunuzdur daha onu.Belki eskiden oturduğum yerlerden buraya taşınan vardır diye araştırmaya koyulursunuz.Bahçede millet maç yaparken siz önce izlersiniz.Ne zaman adam eksik olur ki o zaman gelsene oynasana derler işte o an yeni bir başlangıç için harika bir andır.
Okulda sınıf listesinde henüz isminiz yoktur hocaları tanımıyorsunuzdur.Kalemle eklersiniz.Hoca yeni gelen var mı der ve siz nerden geldiğinizi anlatırsınız bakışlar sizin üzerinizdedir ve sevimli görünmeye sempatik olmaya çalışabilirsiniz.Ama yapacağınız bir hata sizi sene boyunca takip edecektir.Dilinizin sürçmesiyle çıkan kelime tüm sene boyunca lakabınız olacaktır.Ama içiniz rahattır çünkü seneye nasıl olsa taşınırsınız yeni beyaz bir sayfa açarsınız.Zaten hayatınız yarım kalmış yeni beyaz sayfalarla doludur.
Babanızın emekliliğine kadar oturduğunuz evde demirbaşa zarar vermemek gibi bir korkunuz vardır.Poster asmak için duvarları kullanmanız sakıncalıdır çünkü tekrar taşınırken posteri çıkarırsınız ve duvarın boyası kalkar.Ayıp olur bir sonraki gelene.Gömme dolapların kapakları posterlerinize daha uygundur.Yazın sıcaklarında klima için yalvarırsınız ama alsalar bile eve takamazlar vantilatör vardır evlerde o nereye dönerse siz de onu izlersiniz.
Özellikle yazları yaşıtlarınız discolarda takılırken siz 12’de her yerin kapandığı askeri kamplarda şezlonglarda oturursunuz.Bu iyidir çünkü yılın geri kalanında zaten o da yoktur Doğudaysanız içinizde bir terör korkusu vardır.Depremin ne olduğunu bilmediğiniz yaşlarınızda deprem olursa siz bunu saldırı sanarsınız.
Babanızın neden bu kadar çalıştığını düşündüğünüzde vatan sevgisini gerçekten anlarsınız.Okulda arkadaşlarınıza vatan sevgisi aşılanmaya çalışılır siz bunu zaten biliyorsunuzdur çoğu yerini gezmişsinizdir ve oralara değer verirsiniz.
Belli bir yaşa geldiğinizde orduevinde ailenizle yemek yemeye gidersiniz ve ceket kravatsız sizi almazlar. O kadar büyüdüm mü ben ya diye düşünürsünüz.Sonra eve dönüp kravat ceket alırsınız.
Evde atlayıp zıplayamassınız hoplayıp koşturamassınız top oynayamassınız çünkü alt katta üs komutanı oturuyordur ya da üst katta.Bilgisayarınızla ve bilgisayarınızın karşısındaki sandalyeyle bütünleşirsiniz.
Babanız yabancı ülkelere gider ara sıra eve döndüğünde ona sarılırsınız kardeşiniz neler getirdiğine bakmak için babanızın çantasını açmıştır bile.salonun vitrini de işte oralardan gelen biblolarla doludur.Hatta bazen şanslıysanız babanızın görevli olduğu bazı yerlere siz de gidebilirsiniz.Yeni yerler ve ortamlar görürsünüz oraların kızları daha güzel olabilir ve kendinizi oralarda tek başına gezmek durumunda hissedersiniz.Bazı ülkelerin px denilen kantinleri vardır buralardan alman çikolataları alırsınız eve gelince bir haftada biter.Bu çikolatalar da salondaki o vitrinin ücra köşelerinde saklanır.

Tüm bunlara rağmen dışarıdan bakan gözler - Sizin kamplarda nasıl eğlendiğinizi - Ordu evlerinde nasıl ucuza kola içtiğinizi - Lojmanların devlete yük olduğunu - Askeri araçlardan bedava istifade ettiğinizi - Babanızın maaşının ne kadar yüksek olduğunu (!) - Askerlik zamanınız geldiğinde babanızın size torpil yapacağını konuşurlar… Binlerce kez açıklamış olmanıza rağmen… Her şeye rağmen bizim tek yaşadığımız babamızın mesleğiyle gurur duymak ve mesai aracı lojmana girdiğinde, tek tip elbiseli insanlar arasından babamızı bulup, koşarak boynuna sarılmaktı…

Death note

İzleyen anlar izlemeyen de izlesin death note'u anime sayfasını açtığım gibi kapatıyorum.Narrutodan Bleach ten güzel dediler.o zaman ben bunu izlerim arkadaş dedim.izledim.

bi kere sayın yagami lightttoo sen kirasın abi bunu kabul et.ayrıca ryuzaki olarak ta bildiğimiz sayın L seni domalttı desek fazla olmaz.milleti öldüre öldüre nereye kadar arkadaşım babanın defteri mi lan bu keyfine göre yazıyosun?onu geçtim genç kızların duygularıyla oynuyosun kle ettin kızları tamam ona da tamam da bari bi kere yatağa atsaydın kızı aseksüel misin arkadaşım?madem kız senin için göz takasını yapıyo yaşamının yarısını veriyo saçını süpürge ediyo sen de onu yatakta mutlu edeceksin.hırs gözünü bu kadar bürümemeli arkadaşım.hem sen git L i öldür onun çırağı ,kalfası olan Near a yenil olcak iş mi?Sonra o defterden sayfalar falan koparmak oldu mu şimdi?bakkal defteri mi lan bu?veresiye ölüm mü olur lan.peygamber misin lan dünyayı kötülükten falan kurtarcan.defterle kitapla olcak işler mi bunlar bırak allasen.onu geçtim babanı hiç mi düşünmüyosun hıyar.ne kalitesiz bi herifsin lan.defterin yanında bi de bi kurusıkı ya da çakın falan olsaydı bari ağır roman takılırdın bak arap sado'ya.alem göt olmuş peehh

sayın L.arkadaşım çok güzel beyin fırtınası abidesisin zekan tartışılmaz ama o kadar şekeri çikolatayı ben de yesem atomu parçalamayı bırak önyargıları parçalardım be.hep abur cubur ishal olcan it.hadi bunları geçtim.tüm animenin en kaliteli karakteri olmaya layıksın ama o kambur ezik duruş niye.ayaklar her hava koşulunda niye çıplak?hepsini bi kenara bıraktım bi bölüm var sen orda light ın ayaklarını kurulayıp masaj yapıyosun.sorarım sana behey gay sempatizanı amacın nedir bu hareketlerle?bi de meme uçlarını yalasaydın ibne!asosyalsin bu arada onu da söyliyim.ama özünde iyisin kalbin temiz.

geri kalanlar aparat karakterler bana kalırsa aklıma gelirse onlara dokunurum.bunun dışında müzikleri fena değildi.verdiği mesajlar da gayet güzeldi.izlersen pişman olmassın ama izlemesen de bişey kaçırmassın.he ama diyosan ki ben anime manyağıyım yeter ki anime olsun ki bu çok gereksiz bişey o zaman izle bunu başka da izleme önce adam ol
Öküzsen ama para sendeyse
Niyetin fesat beynin örümcekse
Ceddine sövenler var ama hadi neyse
E o zaman sen hayırsızsın

Artislik desen diz boyu
Damızlık gibidir tükenmez soyu
Akşam sabah ıslak odunla dövsen değişmez huyu
Madem öyle sen şerefsizsin

O zaman tüm mısraların ilk harfini yukarıdan aşağıya oku
Lakin yine de temizlenmez böyle pisliklerin boku

Kasıt

Biliyorsun di mi gidersen kum olurum
Sana el kaldırırsam taş olurum
Umarım kalbine giren tek ok ben olurum
Yanımdayken yapamadığım şeylerden en önemlisi solunum
İnansan da inanmasan da ben senin devam etmen gereken yolunum
Ben anlatmalıyım bizim hikayemizi dinlemeli torunum

Zor

Her yerde ararken o mutluluk çiçeğini...
Koparıldığını görek mi zor?
Yoksa elinde solması mı?

Telefon

Öğretmenler zili çalmıştı,artık içeri girmesi gerekiyordu.Fakat sigarasını hala bitirmemişti.Hafif çiseleyen yağmurun altında elleri titrerken son nefesini izmariti yakana kadar çekti.Pencere mazgallarının arasına yavaşça tüten izmariti bıraktı,karşı duvardaki kameraya bir selam çaktı ve müdür yardımcısı etrafta sürtmeye başlamadan çekip gitti.Yukarı doğru çıkarken rüzgarın da biraz etkisiyle öksürmeye başladı.Bu öksürük üst katta gezenleri sınıfa sokmaya çalışan müdür yardımcısının dikkatini çekti.Adam çocuğa:

-Soksana gömleğini içeri
-Bana mı dediniz hocam??

Şimdi adamın çenesinden saç diplerine kadar kızarmış,hafif kel olan ön kısmından mor bir damar fırlamıştı.Bu görüntüyü memnuniyetle izledi fakat gülmemek için dudağını ısırdı.Adam ona yaklaştı ve elini kaldırdı:

-Ne diyosun lan sen??
-Pardon hocam herkesin göleği dışarıda da,ondan şaşırdım.
-Yürü sınıfınaaa...

Müdür yardımcısının şehlalığı bütün okulun alay konusuyken,adamın bu durumdan haberdar olması işleri sadece daha da güzelleştiriyordu.Sınıfa girdiğinde tek düşündüğü bir an önce okulun bitmesi ve yatakhanedeki yatağına yatmasıydı.Biraz sonra beyaz önlüğü ve olabildiğince atikliğiyle kimya hocası girdi içeri.Yine o müthiş şivesiyle derse ivedilikle başladı.Ona önceleri komik gelen bu şive zamanla kulağını yırtmaya başlamış ve zaten yeterince işkence olan kimya dersine tüy dikmekten başka bi halta yaramamıştı.Zaten çakacaktı kimyadan sene sonunda.Çenesini sıranın üzerinde bağlı olan kollarına dayadı ve etrafa bakmaya başladı.Yine test çözenler,geyik yapanlar ve sıranın altından mesajlaşanlar...FAKAT BİRDEN!!!

İnanılmaz bir şey görmüştü.Ders başlayalı 10 dakika olmasına rağmen böyle bir şeyi nasıl yeni farkettiğine şaşırıyor,kendine kızıyordu.Dudağını koluna yapıştırıp,bastırılmış bir "uffff" koyuverdi ve ayak parmak uçlarına kadar titredi.Bunu gördüğünü o an okuldaki herkesin bilmesini istedi,bir kale fethetmiş gibi hissetti kendini adeta ama bir yandan da bunu başka kimsenin görmesini istemiyor,görüntüye bir "kıymetlimiss" edasında yaklaşıyordu.Sağ ön çaprazında test kitabına doğru eğilen kız ona farkında olmadan büyük bir seyirlik izletiyordu.Kızın belinin üstünden gri pantolonun derinliklerine doğru inen siyah bir ip onun uykusunu kaçırmaya yetti.Şimdi dersin hiç bitmesini istemiyordu.Çaktırmadan bir kıza bir de etrafa bakıyordu başka kimse farketti mi diye.Herkesin kendi dalgasında olduğunu görünce yeniden gözlerini kıza doğru çevirdi.Daha önce yüzlerce kez konuştuğu bu kıza bir daha aynı gözle bakamamak,onu bir arkadaş olarak kaybetmek o an afedersiniz sikinde bile değildi,daha sonra bunu düşündü mü bilmek imkansız...O sadece anı yaşıyordu,dünyada her canı sıkılmış erkeğin yapacağını yapıyordu,ona göre tamamen suçsuzdu.Nefes alış-verişleri hızlanmıştı,kıza aşık olduğunu düşünmeye başlamıştı...
Böyle karmaşık duygular içindeyken birden kulağının tırmalandığını hissetti:

-Oğlum,kalk tahtaya yap şu soruyu bakayım

Kızdan zar zor gözlerini aldı,kafasını kaldırdı,mallaşmış bir ifadeyle hocanın suratına bakıyordu.Hoca bir daha seslendi ama o kıza döndü.Derken hafif görüntü kaybı yaşayan gözleri netleşti ve kızın kendisine bakan yüzüyle karşı karşıya kaldı.Hoca bir daha:

-Oğlum duymuyor musun kalksana

Hocanın uyarısını alan beyni aynı anda ona korkunç bir gerçeğin daha sinyallerini vermekteydi.Maalesef tanga sadece onun uykusunu kaçırmamıştı:

-Hocam kalkmasam.
-Ne demek kalkmasam,kalk yap işte al tebeşir
-Hocam yerimden çözsem?
-Kalk bakiim çabuk!!

Artık kurtuluş yoktu,bütün gözler onun üstündeydi.Sözlü notu sevdasına ayaklanmaya başladı ve bir umt ani bir hareketle yana iteledi.Tahtaya koşar adım gitti sırtı dönük soruya bakmaya başladı fakat soruyu resmen görmüyordu,aklı tamamen uçmuştu.Gözünü her kırptığında karanlıkta benliğinde o şeytan icadı oluşuyordu.Hala süren ereksiyonu ise durumu kolaylaştırmıyordu.Hoca:

-Noldu çözemedin mi??
-Yok hocam.
-O cebindeki ne senin?
-Bir şey yok hocam.
-Olur mu canım o ne yan durmuş

Yüzü kızarmışmıydı farkında değildi,bir çare düşünmesi lazımdı.

-Hocam..şey...yan durmuş...telefon

Kimya hocası artık sırıtıyor,açık açık onunla dalga geçiriyordu,sınıfın arka tarafından biri "ohaaa" diye bağırınca "hocam..tuvalet" dedi ve onay beklemeden dışarı çıktı.Bir yandan sınıftakilerin onunla nasıl dalga geçtiğini düşünüyor bir yandan da önünü göremez halde ilerlemeye çalışıyordu.Bir baktı ki ayakları onu keşhaneye getirmişti.Yere çöktü,kan dolaşımının yavaşlamasını bekledi.5 dakika sonra zil çaldı,asıl şov şimdi başlıyordu...

Devam Edebilir...

Eşoleşek,biber süreceğim ağzına,gözüne!

Doğa kabul etmez bunları.
Doğaya yediremezsin

Adam ol lan.
Fenafillah'a daldın anladım
Gözlüğü taktın,e tamam dedim
Dayak yedin,yuh mınıskimm dedim
Hadi bi daha dedin,gene dayak yedin.

Şimdi uzaklardasın
Islanan anılardasın.
Dikkat et
-alternatif 2 son var-
1)Ayıp olmasın
2)Götünde patlamasın



Doğa bile nefretini gözünden silemez.
Sordum 'Silemem,mümkünatı yok hacı' dedi.


Ortada bir şey yokken bu niye bu?Niye lan?
Olm belki fiber kablo hata vermiştir!

'Would you get the fuck out of my face'
'...'
'Appreciated,thanks'

-made with passion
-mixed with intuition
-served with indulgence
-enjoyed with Apppoooooo!

Nefr(et)ediyorum

Şeker gibi bir gülümsemen vardı içinse tam bir kalaS
İklimin ılıman gözükürdü ama fırtınalar kopardı içindE
Medeniyetten yoksundun ama kendini medeni sanardıN
Değersiz kalitesiz herifin tekiydin hiç sevmezdim senİ
İlla isterdin ki herkesin dikkati senin üzerinde olsuN

Arkadaşlık duygun hep iyi zamanlarda çıkar insanın karşısınA
Miden de egon gibi doyumsuz gözlerin bakar kem keM
Issız bir adada üzerine oturacağın tek şey olsun kızgın saC
Ne sebebini bilirsin sülük yaşamının ne de anlamınI
Artislikten yanından geçilmez lan yavşaK

Kendini bir bok sanarsın bir de sanki yaptığın şeyler çok mataH
Orospu bir ruhun var uğraşsan da düzelmez O
Yalakalıkların seni kurtaramaz artık çabaların boŞ
Diyeceğin son lafları da tıkayacağım ağzınA
Uğruna yaşadığın tek şey kandırmak yakalanınca da beklediğin aF
Mına kodum siktirgit artık hala utanmadın mı uslanmadın mI

not:bu şiir lirik olmasına rağmen (nefret duygusu işlenmiş dikkatini çektiyse) kimseye itafen değildir hayal ürünüdür.ayrıca bu şiirde anlamdan çok biçime önem verilmiştir şöyle ki:tüm dizelerin baş harfini yukarıdan aşağıya oku aklında tut şimdi de tüm dizelerin son harfini yukarıdan aşağıya oku birleştir ikisini bişeyler çıkacak ortaya.konuyu hem içerikle hem debiçimle işlemek istedim saygılar sevgiler

malpigianus
lan amına koduum saat kaç dedim cevap vermedin
yan masadan dürüm istediler kaç saattir bekletiyosun
sen tam dayaklıksın biliyo musun
git yan masaya dürümünü getir benden bi alevli meyve gönder
saati öğrenmeden de gelme
sikerim!
sevgililerimin hepsi birdiler
hepsi birer birer hayatıma girdiler
mutlu da ettiler ama çoğu zaman üzdüler
fark ettim sonrada hepsi birer hiçtiler
eğer hayat gerçekten de çektiğin acıların toplamıysa
kardeşlerinse senle birlikte tüm acılara göğüs gerenlerdir
sen hep dürüst ol ve şunu unutma
kardeşler hep beraber hep omuz omuza

Birthday Present

What is wrong with the idea of killing people? I want to kill my dad. Since I know he is not the real one, I am getting used to this idea more and more I will set him free from being “him”. Which child would want his father drunk on his birthday?

The bus stopped and I got off. There stands a mother holding her son’s hand, whispering something, a song maybe… I never know that feeling.

Government took me from my dad when mom died, because he couldn’t take care of me. I was given back when I was twelve. It’s been four years, with a drunk father, no happiness. I will create my own happiness.

Tomorrow is his birthday.

I open the door and get in. He yells:

“Who izz that?!”

Though he knows no one comes here but me, he is still shouting.

“It’s Reynold.”

“Get mea a beear you useless weirdo!”

Yes, I hate him more. I will put bow on the present.

It will be an interesting day for me. I’m not depressed. Actually I am quite excited. I will ask him why mom died. How did she die? He will have enough time to tell the truth.

Time is floating like a river. I remember things. He was never kind to me. I always felt that something was wrong with the idea of “us”, or “father” or “son”. When he buys food he buys it for himself, like he doesn’t want to accept I am alive. I always eat alone. I eat what I find. I was told just to get beers. He wouldn’t talk to me even when he was drunk. He would whisper to himself quietly. I have heard words like “oh no”, “tell me”. When he says this he looks sad and cries. Then he would fall asleep.

Things are going well. The bottle of wine is ready with poison in it. My teacher always says “Why do you stand so calm? Go and play.” He tried everything. He forced me to compete in sporty or musical things. I became successful but I wasn’t excited or happy. When I failed I never felt bad. No, nothing. Am I human?

The week before this I found out he is not my biological father. I read a letter which was sent to “dad”! He was being paid every month so this is why he keeps me with him.

There he is. I hear the footsteps. He is in. He comes and sits down in his armchair. Now or later, it is the same. Why not now?

“Happy birthday, father.”

“Hmnmnn.”

Like an animal. Why doesn’t he talk? After all this time I deserve to know. First, the present.

“For you.”

He takes it. He looks cold, numb.

“I know you are not my real father.”

He seemed to be surprised for just a few seconds. Then he started to look around for something to open the wine.

“How did she die?”

He froze. Now I started to feel something very very deep in my heart. I couldn’t name it since I don’t “feel” much. I sense now, he will talk. Our first and last conversation.

“She was young and beautiful, full of life. When we met, I fell in love with her. She asked me to marry her. I was shocked. I said yes at once. I didn’t think much. I should have thought about it... Why would she want to marry a stranger? After two months it was clear. She was pregnant. She looked at me with eyes of sorrow. They were asking for silence, not to question her. So that’s what I did. While you were born, she was gone. She never spoke about you. She and I were like strangers. Now you and I are strangers. I don’t know you.”

He opened the wine. He looked at me straight. He drank a mouthful. I walked through the door,

“In another world stranger…”

1

her renkten dokundum etrafa
kırmızılar sensin
cennetten çaldığımız elmanın
yarısı ben yarısı sensin

isimsiz

Çocukluk zamanımdan kalma alışkanlığımla
Sana şiir yazdım
Baş harflerde sen sonlarda ben
Dengeyi buldum

Sessiz şarkılar yazdım
Dün geceki senfoni, ilhamım sensin
Harmonik adımlar sonunda
Melodi olduk, tınladık

ben vs sen

evet
kabul ediyorum sensin herşeyim

elimi uzattığım herşeye benim diyişin
bunu kim yaptı diyince bendim diyişin
ben sıkıldığımda bende diyişin

özlediğimde ben geldim diyişin
yalnızlığı kafama getirince benimlesin diyişin
beni kim sever diyince ben diyişin

keşke hiç susmasan
sen sen olsan değişmeden
zaman dursa biz böylece kalsak
hep biz olsa ayrılmasak
ayrılamasak sen ve ben

Kolay Değil

kolay değil
sen yokken hiç kolay olmayacak
dost kalmak bile anlamsız
kelimeler kifayetsiz kalacak
özlemek hiç bu kadar acı olmayacak

###

Güzellik dünya üzerinde bir nebze seçilmişlik olsa da
Hiçbir zaman seçilmiş olduğuna inanmazdın sen
Umursamaz tavırlarınla süzerken dünyayı o uzun kirpiklerinin altından
Klimadan şikayet ederdin bana;halbuki Lodos'tu esen

Uzaklara gideceğini söylerdin hep;ben seninle dalga geçtim
Şimdi tek hatıran kadehin üzerindeki ruj lekesi
Favorin Roma'ydı belki oradasındır gerçekten
Bilmek imkansız çünkü kartpostalın modası geçti

Hatıralarla doluyum ama bir o kadar umursanmaz
İzmaritler gibiyim aynen kaldırım kenarlarında
Sen gittin be güzelim,benim hakkım doldu
Artık başkasındadır sıra;cenneti yaşamak dünyada...
Bir yorgunluk çöker üstüme
Oysa diyecek yoktur lüksüme
İnceden süzülür dumanı hafif füme
Şşt lan saat kaç?

İster ki gerçekleşsin her emeli
Kimse onu hor görmemeli
Bi de bi Rus olsun iri memeli
Taşaklarını boylum boyu sermeli
Karı kız kumar felsefesinin temeli
Böylesini ıslak odunla dövmeli
Lan bu arada saat kaç?

Ösym götümü ye
Dedim ama sor bi niye
İstediğim yere girersem ciğerimi ye
giremessem yarram ye hadi sie
Abi saat kaç?

Artık derdim tasam yok
Yazacaklarım söyleyeceklerim çok
Dönüşüm fena olcak bunu aklına sok
Demiştim hatırladın mı oldun mu şok
Lan amına kodumunun kime diyorum saat kaç?

Zor olmamalı

zor olmamalı beni terk edişin
zor olmamalı bir başına bırakıp gidişin
zor olmamalı veda bile etmeyişin
zor olmamalı sonumuza merhaba deyişin

Bir Mesaj:Boston şubesinden Ankara merkeze

Sevgili Blogbaşı

Yüklediğin resmi yeni gördüm.Bir e-mecmuanın başı olarak demokrasinin yanından geçmediğin çok belli oluyor.Haddimiz değil fakat belirlenmiş resimleri oylayıp seçmek hiç de zor olmamalıydı.Keşhaneyi yansıtan panaromik bir resim yükleyebilirdin.Olsun Sn.Genel Yayın Yönetmeni sağlık olsun.

En iyi dileklerimle
A.Güzeloğlu

Kanındayım

Sigaranım içiyosun beni
Kanındayım zehirliyorum seni
Görüyorum hala ağlatıyorum seni
Tek başımayım yaşamıyorum bizi

Aşk Yok

baktığım göz sankı kör oldu
aldğım her nefes yalan
dün durdu zaman benim için
sadece kaybetmiştik birbirimizi

gerçekte aşk diye bişey yok
severken unutmak diye de
aslında sadece birbirimizi acıtmak var
taki biz diye bişi kalmayana kadar
artık sonsuza dek yanlız oldugumuzu anlayana kadar

Yalancılar

gece daha nekadar karanlık olabilirki
yada daha neler gtürebilir günlerimizden
ikimizinde gözünde yaş eksik olmazken

senle ben daha ne kadar ayrı kalabilirizki
yada gercekten mutluymusuz gibi davrabilirz
aşk denen şeyde yalancılar eksik olmazken

Dönüş

Sana ihtiyacım var.
Sesini hatırlamam gerek.
Gerçekten zamanım çok dar.

Keser Döner,Sap Döner Gün Gelir Hesap Döner!

İnsan bazen gerçekten kötü geçen bir günün sonunda düşünmeye başlıyor ve yıl içerisinde yaşadığı bütün kötü olaylar aklına geliyor sonra diyor ki:Bu yıl hayatımın en kötü yılı... Gerçekten öyle mi acaba??Bir düşün bakalım istersen...Türkiye'nin en sikko büyükşehrinde üniversite okumak,kulağında iPod gezerken sana bir arabanın çarpması,arkadaşlarınla 3-4 saat aralıksız yağmur yiyip donuna kadar ıslanman,gecenin bir körü sokakta tam 2(yazıyla iki) kere parasız kalman,sevdiğin kızın sevgilisinin kız lisesi mezunu bir dallama olması... hakikaten en boktan yılım diye düşünebilirsin.En dibe vurduğunu,artık yükselmenin zamanın geldiğini,kaderinden intikam alacağını,hesap zamanı olduğunu söylersin kendi kendine...Halbuki bu olaylarda bir üniversite okuyabildiğini,iPod'unun olduğunu,arkadaşlara sahip olduğunu veya bir kızı sevdiğini ve bütün bu güzellikleri parasız kaldığın bir gecede aklına getirdiğini göremezsin.Görürsün de söylemezsin.Çünkü sen insansındır ve minnetsizlik damarına işlemiştir.Harbiden hayatının en kötü yılı olabilir ancak bu kötülükler sahip olduğun güzellikleri görmene engel olmamalılar.Şükransısız(Dallamanın amına koyiim o ayrı!)